Aşkın Kasım Yarasına

yine kanattın...
kirlenmiş ellerinle dokundun kalbimin yarasına

farkında değildin belki
gelişinin ardından doğupta ensemi yakan güneşin
aynı anda yüreğimi de nasıl yaktığının...

senin uzak iklimlerin vardı
benimse el değmemiş hüzünlerim..
senin haklı kaçışların vardı
benimse kendime bile söyleyemediğim şarkılarım...

izin verseydin eger...
bir anda pespembe yapacaktım
kapısından girmeye bile korktuğun
griden daha gri
siyahtan daha siyah dünyanı...

bak...
günler gecti "olmayısının"üzerinden
"koyup koyup gidişlerini"terk saymazken ben
sabaha "yokluğunun üzerine yatmış "uyanıyorum..

yastığımda "sensiz sabahlayışlarımın kapanmaz çukuru"
gücüm olsaydı eğer sandığın kadar,
nefesim bitene kadar "dön"diye susmazdım böyle
ve bir bardak çayın her deminde aramazdım sıcak ellerini
solmaya yakın yeşillerimi aramazdım yapraklarımda
"gözlerinmiş gibi..."

içimdeki çocuk ağlıyor yine
mızmızlanıyor,susmuyor
yetmiyor...
severken
sevmeye yakınken daha
ve daha birlikte gidecek onca yol varken...
bir kuru"unut artık beni"ler yetmiyor...


gel artık...

sandığından çok özledi sol yanım seni !!



ve bu "bırakıp gidişlerin"


sandığımdan daha zor gelecek gibi

17.11.09-aşkın kasım yarasına

17 Kasım 2009 44 şiiri var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (8)
  • 14 yıl önce

    içten yorumunuz da beni nasıl iyileştirdi bir anda bimezsiniz...daha keyifli yazılarda buluşmak dileğiyle...😏

  • 14 yıl önce

    ayşegül ; bilemezsin ne keyif veriyor senin sayfanı ziyaret etmek 🙂 özlem dolu bu şiirini de çok beğendim , mürekkebin hiç kurumasın 😙

  • 14 yıl önce

    Mükemmel bi şiir.. Okurken aynı hisleri içimde hissettim sanki..

    Tebriklerim çok..

  • 14 yıl önce

    yaraya tuz basmışsınız 👍👍👍👍terikler

  • 14 yıl önce

    Bayanlar yorumlarıyla dertleşmeye başlamış ya ne güzel bulmuşlar hemen şiirin o özlem ateşini. şairin iletmek istediği hasretin dayanılmazlığına , bırakıp gitmelerde boş kalan sol yanın nasıl sızladığına... "gelişinin ardından doğupta (doğup da) ensemi yakan güneşin"içini yakışını bilemeyene anlatmak gerek, yastığımda "sensiz sabahlayışlarımın kapanmaz çukuru" gücüm olsaydı eğer sandığın kadar, nefesim bitene kadar "dön"diye susmazdım böyle" diyen şairin nasıl sevdiğini. Ama demeli ki aşk biraz da acıtmalı.Acısız şiirin içi biraz tatsız kalıyor sanki. TebriklerAyşegül Hanım.