Ateş ve Su
bir kartalın kanadında, bir taşın altında.
bazen zambakların gölgesinde,
ya da bir mumun alevindedir hayat..
ateş ve sudur.
yakar, söndürür ve nefes nefes erir
ömür denen saat..
kendi dünyanı kurarsın anlam yüklenmiş umutlarla
renklere bürünür hayallerin
gökyüzü bile tuvaldir o an.
salarsın dizginlerini renklerin.
bir şey olur sonra,
suyun ateşi silmesi gibi!
ya da ateşin suyu eritmesi mi demeli?
alev alır ansızın toprak ve taş
en nihayetinde bulutlar da yanar.
kartallar ölürken dağlardan aşar kelebeklerin ağıt sesleri,
kül kokulu kanatlarıyla düşer her biri..
susuz kalır denizler.
umut ve özlemler kalır avucunun içinde.
yine de o özlemin peşinden koşarsın umutla.
bilirsin çünkü koşmazsan ölür zambaklar.
kurumuş bir dal gibi
yeşermeye özlem duyar, umutlanırsın..
fakat o dal kadar hafif olamamakta yatar gerçek, anlarsın..
bir taşın altında bulursun ellerini.
umutlarını ezen yükler biner omzuna
saat ise ağır işler.
akrep ve yelkovan alay ederken ellerinin gölgesi düşer toprağa, ağlarsın..
gölgesi daha sıcakken ellerinin,
henüz vakit varken!
tutunmak istersin umutlarına tekrardan.
ve bir kartal edasıyla değdirirsin yüzünü rüzgara
hayallerinin kanadı kırık olsa da, uçarsın..