Avucumdaki Koza

Uyanığım...
Kumluca sahilinde anıyorum dünleri
Hafiften rüzgar esiyor
Saçlarım düşüyor alnımın üzerine
Ve yavaştan kıpırdıyor deniz
Mevsim değiştirir gibi...



Bazen bir insanla tanışıyorum
Sonra yüreğim ısınıyor...
Gecelere kadar sohbet edesim geliyor
Sonra bir an geliyor
Nasıl , ne zaman , neden...
Hiçbir şeyin farkında olmadan
Bir bakıyorum ki kırmışız kalplerimizi...
Kaldırımlarda yürürken düşünüyorum uzun uzun
Bazen yaprak olasım geliyor...
Bunca ihaneti bunca acıları aldırmadan
Gün batımından önce solasım geliyor...
Sonra içimden bir ses boş ver diyor
Uçurumun kenarında aşağıya bakar gibi
Kalıyorum olduğum yerde...
Kalbini kırasım gelmiyor kelebeklerin...
Yeni bir güne eksik kelebekle uyanmak istemiyorum...
Oysa koza varken avuçlarımda öyle değildi
Tatlıydı kelebek...
Bir beyaz kadar masum...
Bir lamba kadar sakindi...
Meğerse bazen yanılıyor insan
Beyazı siyahla karıştırabiliyor...
Ya da lambayı sandığı kadar sakin bulamayabiliyor...
Ama olsun
Kelebek yine avuçlarımda diyorum
Yine yanılıyorum...
Daha kanatlarını okşamadan uçup gidiyor
Kader mi ? Bilemiyorum...
Boş veriyorum...



Şimdi yine güneş batmakta dağların arkasından
Usulca kalkıyorum yüreğini ezdiğim kumsaldan
Ana yola doğru almış başımı gidiyorken
Toprağın yağmurla seviştiği koku geliyor ağırdan
Özlemişim gülmeyi...
Belki de ağlamayı...
Yeni bir güne gebe oluyor karanlık
Ve ben dargınım herkese
Sebebi bilinmeden...
Karanlığa, yıldızlara,kozalara ve içindeki güzelliklere
Dargınım sadece...

17 Eylül 2021 292 şiiri var.
Beğenenler (7)
Yorumlar