Baba ve Kızı
Ne acı vardı
Ne de gözyaşı o an
Elini yasladığında yanağına
Dönmeye başlar atlı karınca
Siyah beyaz olur, beyazlar siyah
Biri düşünür belki seni
Bir çocuk gelir aklına
Koşarsın peşinden
Yakalayamazsın...
Küçük bir kız olursun
Kızgın, omuzları yukarıda
Kulağın arkasına toplar biri saçlarını
Baktığın yerde olmak ister insan...
Kırmızı ayakkabıların yanı başında
Uyandığında bayram sabahına
Nazar boncuğu yakanda
Örme kazağın olur Annen
Ayağında çorap
Küçük parmaklarını okşayan
Çok sevdiğin eteğindir Baban
Şöyle bir tutarsın iki tarafından
Tutar gibi yanaklarından
Dönersin bir o yana bir bu yana...
Düşlerin davetsiz misafir
Girer odanın içine
Özlediğin kimse kucaklarsın
Bir kahvaltıyı özlersin
Çayı şekersiz içersin belki
Ekmeği çıtır seversin
Dudaklarında sevdiğin şarkı
Mırıldanır istemsizce mutluluktan...
Bakışların hürriyete kavuşturur
Gözlerin kirpiklerinin gölgesindeyken
Mutluluk bir elmayı ısırmaktır kocaman...
Yaslandığında elin yanağına
Yağmuru yağdırıp avuç avuç
Sırılsıklam özlediklerinle
Islanırsın altında
Saçların düşer alnına ve şakaklarına
Başında taç olur
Ebem kuşağından hayallerin
Burnunda hızma
Ve birkaç ben yanağında...
Kirpiklerin halaya dizilir
Mendilin yükselir göğe
Dudaklarında zılgıt hazırlığı
Saçların güzel bir ezgi olur Anadolu'da...
Müstakil yüreğinde
Bir gecekondu örülür
Duvardaki çatlaklara
Resim çizdirir hayallerin
Sadece seni taşımaz
Yatağın, ranzan
Ağır duygular bastırdığında
Bahçene çöker renksizlik
Hakimiyet sürmek isteyen
Ağaçtan bir meyve
Daha düştüğünde kararır
Çimenler üzerinde...
Biri taş atar
Kabusundan kurtarmaya ısrarla
Perdesini araladığın pencerene
Yanıp söner ışıkların fırtınanda
İşaret fişeği gibi belirince
Yanaşır yanağına elim
Uyandırmak için gerçekliğine...
O küçük bir kızdı
Fotoğrafta gülümseyen
Ve küçük dişleriydi
Gülümsemesine eşlik eden
Minicik gözleriyle
Kocaman bakardı her zaman
Bilemezdi
Herşey bir çift tokaydı onun için
Saçlarını bağlayan
Sığmazdı hiçbirşey
Yetinmek istemezdi
İçini sarmalayan bakışlardan
Laflamak bazen yaşamdan
Yüzünde ağır basan
Meraklı kararlılık hevesli
Sadık kulaklar yanında
Sağır bir odak
Hissedileni sezen...
İçinde yankısı bitmeyen sesler
Etrafı saran mutluluktan
Haber var mı dostlar
Oksijene bağlanmış yoksunluk
Solunur mu tekrardan
Hayatta kalan öpülür mü doyasıya
Ölümsüzlük denen fotoğraftayken
Bir düğmenin ucunda
Herşeyi ölümsüz kılan
Zamanı durdurmak
Bir karede bir anda...
Yaldızlı, çiçekli vazo yanında
Tozu alınan resim
Ne zamana kadar kalır yarınlara...
Narkoz yemiş benliğime
Usul usul neşter vurulurken
Ne acı vardı o an
Ne de gözyaşı
Çaresiz bir beden
Bir de kırık bir kalp geriye kalan
Varlığı yokluğu tartışılan bir ruh
Ya bir beyaz kağıt
Ya da bir oyun tiyatroda
Kelimelerdeki anlam
Yetememezlik içindeki haykırış çığlığı
Bir damla yaş gözde bazen
Taşan bir hırsdır yerinde duramayan
Saatleri kovalayan
Dakikalardır aslında sabırsızlanan
Beynin emredip
Kalbin direndiği değil midir
Bizi yaralayan
Cevap verilemez bir soru gibisin
Sayfaları bitmeyen bir roman
Ne acı vardı
Ne de gözyaşı o an
Usul usul yanan
Bir beden geriye kalan
Bir çift göz bazen
Biçare bırakan...
Her yerde misafirim ben
Herkes kalmamı ister
Ama isteyemem ben...