Bağımsızlığın Yalnız Kadınları
I -
Anadolunun çocukları erken büyür,
Çünkü dağılmayan tek şey sessizliktir.
Kulaklarına aktıkça hikayeler,
Yeni kötüler doldurdu boşlukları.
Gözleri sonbahar yeşili Aze...
Beşibirlik ve kahve köşelerinde,
Kesildi hesap!
Satıldı kavruk teni beş dönüme...
Şimdi;
Dönüp geriye baktığında,
Yüreğinde bir güvercin,
Üşür hep üşür...
II -
Onu Karadeniz de anlayamadı
Oysa Cumhuriyet meşalesini umutlara yakmıştı.
Ve o gece Zeynep çıktı yaylasına,
Dağ, deniz ve takalar kollarında.
Hasat renkleri en çok da bir kadının eteğine yakışır.
Ve özgürlük...
Şimdi;
Bir adamın salyasından korkular büyütüyor.
Üçü erkek, ikisi kız
Beş çocuğunun gölgesinde...
III -
Çingene çadırları kimsesizlik taşır gece karanlığına.
Yaşam durağanlaştığında,
Işıklar hep yanacaktır, falcı kadının kehanetinde.
Ya yoksulluk,
Fatma'nın hangi cebine sığar...
Mavi gözler,
Siyahın asaletine taşıyorsa saçlarını,
Bu düzen neden sızlatıp durur bam telini...
Gamzeli gülüşünü ucuz sanırsınız,
Adaletsizliğin pahasına...
Düşün ki şair;
Bir elinde çiçek sepeti,
Diğerinde binlerce bıçak izi,
Kaç Fatma yitirmişiz bu yolda...
Artık saymak için vakit çok geç sabaha.
IV -
Kaç savaş verdi bu topraklar,
Kaç uygarlık tüketti...
Esmeralda...
Sarı saçları ve beyaz teniyle,
Bu ülkeye misafir ejnebi güzeli.
Kocası genç bir Türk teğmen.
Ve Esmeralda,
Büyük aşk sonrası,
Kiliseden Camiye çevirdi gözlerini.
Küçük bebekleri Ali,
Gözleri tıpkı Esma annesi...
Anlamsız bir savaşta vuruldu teğmeni.
O günden bu yana
Göçmen kuşlar bir daha uğramadı ocağına...
V -
'Çocuklara demokrasiyi anlat' dediler,
Demagojik söylemlerde kimliğini erittiler...
Bir ulus ağlıyordu,
Müberra'nın düşlerinde.
Beyaz badanalı küçük bir oda,
Ve medeniyetin unuttuğu;
Yollar,
İnsanlar,
Çocuklar...
Elif sormuştu bir gün;
'Öğretmenim sizin oralarda da kayısı ağaçlarını keserler mi? '
'Keserler Elif'im keserler, vazgeçersem mumları bile söndürürler...'
Müberra yorgun, kimse görmüyor.
Müberra kırgın, kimse duymuyor.
Ama Müberra karatahtaya yazıyor yazgısını.
A ahmet arif
B behçet necatigil
C cahit sıtkı tarancı
İyi ki şiir var!
İyi ki...
VI -
A c ı
Bir annenin yüreğinde kaç harftir...
'Sevgili Annem,
Sana sıcak bir Cizre akşamından yazıyorum,
Buralar tahminimden çok daha güzelmiş.
Postallarımız öyle ağır ki
Yine de yürüyoruz kardeşliğe...
Ama bize 'öldürmelisiniz' diyorlar.
Anlamıyorum Anne,
Ben de vatanımı seviyorum.
Ben de barışı seviyorum.
Ama ben katil değilim ki...'
Gün geçmeden;
Susar gökyüzü,
Susar Cizre mektupları...
Gönül annenin gözyaşlarından,
Milyon kere düşer delikanlısı........
S O N
Ve sevda!
Kızgın çöllerin fedaisi,
Uzak ufukların ay ışığına hasreti.
Şairin hüznü,
Ressamın büyüsü,
Mavinin esareti,
Turuncunun zaferi...
Sen;
Aze'nin gözleri,
Zeynep'in korkuları.
Fatma'nın yoksulluğu,
Esma'nın yabancılığı,
Müberra'nın ideali.
Gönül'ün acısı...
Ey aşk!
Çek git başımızdan,
Biz bağımsızlığı
Buruk bilir
Buruk söyleriz........
m.gültepe...
ne kadar çok kadına görünsede asıl olan er kişiye olması gereken ve bir gerçeğin arandığı yer nedense hep şehir, hep şehir...
tebrikler şiire...
bu şair çok okutur çok,
bence genç kardeşlerimiz,
örnek almalı ve okumalı sizi,
süperdi
şiir budur
sevgiyle kalın...