Başına Taç Olsun
Bakışların git artık git artık der gibiydi;
Hoşça kal demen bile safi keder gibiydi;
Gözyaşlarım ölürken boşalan ter gibiydi;
Kim ne bilir içerken dolanı bardağıma;
Yudum yudum sus payı verirken dudağıma...
Elvedaya muktedir dilindeki her niyet;
Kirpiklerin katilim bakışların cinayet;
Anlattığın masallar hep ihanet, ihanet;
Hesabım bol sıfırlı baştan sona tutarsız;
Ey aklıma hükmedip fikrimi çalan hırsız...
Sen varlığın sobesi yokluğun körebesi;
Miadını dolduran sözlerin sahibesi;
Sen gönlüme çizilmiş hicranın tarifesi;
Sanki gölgem misali başucumdan gitmeyen;
Eksilmeyen derdimsin ve hüzünsün bitmeyen...
Senli geçen günlerim sensizliği anarken;
Gamzeli gülüşüne mecnun olup kanarken;
Yaşadığım bu şehir sokak sokak yanarken;
Yürürken kaldırımlar, kederimden inledi;
Yıldız, mehtap, karanlık susup beni dinledi...
Bıraktım yedi günü teker teker saymayı;
Albümlere sil baştan yeni resim koymayı;
Son dersinde öğrendim yeminlerden caymayı;
Senin de yanakların bir ele muhtaç olsun;
Senin de yalnızlığın başına bir taç olsun...
02/05/2012
Saat: 22:05