Bir Seyyah'ın Elli Yaş Destanı
Lahika 1
Unutulsan akılda,aslan yelesi kalır...
Bulanık'tır hikayem,kar'ın beyaz rüyası
Leter'den Balahor'a yol uzayıp kısalır
Ve benim cocukluğum mimoza akasyası,
Bir mavi hayal kursam, kovanı yakar arı...
Sarkar Süphan Dağından Tanrı'nın ayakları
Sırtımda eski heybe, cebimde yeni diller,
Dede Korkut nefesim, plazalarda yankı...
Toprağı örseledim, yıktı bendini seller
Kalbimde gül patladı, şiirle vurdum tankı.
Rıfai ikliminde meteora tutuldum
Çıkış bulamayınca,Kafka'yla yoldaş oldum...
Harladım yüreğimi...zamanın solgun eli
Uykusuz gecelerde mayalandı hasrete.
Gencliğimi şehzade ruhuna devredeli
Firuze düşlerimden uyanırım gurbete...
Ova'nın göğnü yufka,dağ'ın nefesi serin
Sol elinde baltayım İbrahim peygamberin
Bir gece babam gelip duvar ördü rüyama
Dikenli tellerini kopardım gülüşümün...
Kırlangıçlar göç etti kanatları kırk yama
Bu son provasıydı eylülde ölüşümün
O günlerde ögrendim orartuca dilini
Öpüp bağrıma bastım bir oğlak heykelini
Yıkandı bakışlarım, Murat’ın sularında
Yağmur olup Malazgirt ovasına ağladım
Suskunluk kulesinin o taş uykularında
Zamanı bir iğneyle kör kuyuya bağladım
Dolaştım köy kasaba, gurbet içimde düğün
Yakıp gittim şehrini bir sabah nankörlüğün
Ki bu söylev tarihin kanayan yıldızıdır
Sözün harman yerinde can havliyle bin umut
Alın yazımdan sızan bir mukadder sızıdır
Çağ'dan çağ'a hüzünlü yağmur taşıyan bulut..
Yorgun düşen ruhumu sükût ile avuttum
Kendi masallarımda kendimi bile unuttum.
Emin çlkli


