Bu Nasıl Esaret

Kaç dört duvar gördük bu güne kadar,
Kaçı dar, kaçı geniş,
Ve kaç dörtyıllar gitti ömrümüden,
Kaçı kısa, kaçı uzun.

Kaç tesbih kırıldı elimizde,
kaç gardiyan son nefesini verdi,
Kaç şiş deldi geçti bağrımızı,
Ve kaç şiir yazdık yare geceleri,
Kaç mektup yolladık anamıza gizlice.

Kaç kere uzatıldı cezamız,
Kaç demli çay geçti boğazımızdan sıcacık,
Kaç öğlen yedik bulgur pilavı, soğan ve cacık,
Ve kaç geceyi hücrede geçirdik,
Kaç kere dayak yedik, kaç kere yere serildik.

Kaç damla yaş süzüldü gözümüzden,
Kaç kelimeyi yuttuk, kaç cümleyi söyleyemedik,
Kaç kere sövdük yedi ceddine dünyanın,
Ve kaç kere özledik memleketi,
Kaç kere aklımızdan sildik hasreti.

Kaç çöp sigara gitti ciğerimize,
Kaç şişe devirdik,kaç bardak kırdık,
Kaç olta attık avluda asice,
Ve kaç kere ölüp ölüp dirildik, bu çöplükte,
Bu nasıl esaret...

15 Mart 2009 13 şiiri var.
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    Sanırsam DÜnya düzeniyle, devri ile, devinimi ile Behçet Necatigil in "Dönme Dolab"ı Abdulsamet kardeşimizin "esaret" i ile bir mapus, bir hapisane

    Eline sağlık

  • 15 yıl önce

    vicdanın yüreğin sesi dökülmüş dizelere

    tebrikler şiirin şairine.

    👍👍