Çalıntı / Çingene Ruhum
Kayıp bir şehrin
Dar sokaklarına dolan bu neşe
bir umutdu...
-Çalıntı,
Kalplerinden yoksun kalanları ağırlar-
Cümbüş mü bu?
Heybemizde hüzün durmaz
elbet bulaşır.
Acına, birazdan sende ağlarsın!
Terennüm eden dillerime
Dolanır az birazdan.
Bak
Çingene kızlarına
Şimdi...
Sevilmek ümidi herkesin nasibi
İşte gördün mü?
Beklenti imkansız gibi
Ay da geçer gider
Uzak diyarları avutur
Bir serabın ufak tebessümünü
Gör ki aldatır...
Ve Yıldızlar mı?
Sanma bizi kıskanır
İçtiğimiz göz yaşıyla dolu
Bir duble
Sen neyi bekliyorsun?
Sel geldi ve gitti be gülüm
Kum gibi kaldık
Yine çukurda...
-Herkes içindekini
Mırıldanır-
Şıkır şıkır bu ateşin başında
Bir kere çalındı ise kapın
Çalınmıştır ruhun
Şimdi karagüllerin kokusuna
bedenin isyanda...
Çingene ruhumun
Dar sokaklarında
Çengiler çalınır
İşte böyle zamansız...
Yürüyemezsin sende ben gibi
Bu deli zamana biat etmezsen
zararsız
Unutulup gidersin
Bir bıçak sırtında...
Yanar bu karmaşa
Kızıl mı kızıl bu ateş
Çözülelim ne olur
Isınırsa bedenimiz
Küçük kemikler ve de renkli taşlar Savuralım falımıza
Zaten
Kırıntı hayallerimiz...
Umudu arayalım gel
Seninle birazda..
Kavuşuyor muyuz?
Hadi sor bakalım,
Çalınan yıllarımıza
Bir mum yakalım
Ve bu Geceyi aralayalım.
-Gün yine yaralı,
Sensizlikte ölüyor bu zaman-
Kazınır elbet duvarıma
Taş değil ki gönlüm
Gözlerim firarda
Görmek istemez...
Çingene ruhumu,
Sen çaldın
Tamam da
Neden?
Ben bir
Yaşayan ölüyüm,
Niye
Niye
Niye diye
Artık sorma bana...
Tcpassenger_ierdogan