Çığlık Çığlığa Ağustos Böcekleri

Çığlık Çığlığa Ağustos Böcekleri

Kırlangıç bayramları gördüm

19 Mayıslarda Gençliğin sevinci gibi

Cik cik serçe sürülerinin top top zıplayışında

23 Nisan dünyada tek çocuk bayramı

Cağıl cağıl sığırcıklarınkine koşut

Sarman kediyi kandırırken yem olur gibi

Bir alçalıp zıplatıp kediyi bir yükselen

Alçalıp yükseldikçe kediyi çileden çıkaran kırlangıç

Tanyeri ağarırken kalk diyen işçiye memura

Sineklere aman vermeyen

Çağıl çağıl çağıldayan

Bu yıl erken gelmişlerdi balkonumun saçağına

Uçmuştum onlarla sanırsın

Eteklerim zil çaldı

Sanki kalbimin bir yerindeki doldurdu boşluğu

Gitmeseler hiç diyorum

Hep birlikte olsak

Cıvıldaşsak balkonumun saçağında

Her ayrılık gibi umarsızlık başta

Bıldır gelmişlerdi bir aya yakın gidecekler

Anlaşılan sevgiye hasret ülkem maviye

Geceden sabaha cır cır cır

Biri mutfak penceremin tellerine sarılmış

Nazım Oratoryosu söylüyor Fazıl Say’ın telinden

Mozart Beethoven’ dan ezgiler mi

Vivaldi’ den Mevsimler mi

Durmak dinlenmek bilmez

Cır cır sanki ağlar yürekten

Yari gurbete gitmiş

İstanbul elinde başka sevgili bulmuş

Ormanları ateşe verilmiş

Kestirilmiş hem de oligarka hizmet eden zalim ormancıya

Cır cır tersaneleri satılmış limanlarına yabancı bayrak dikilmiş

Grevi yasaklanmış işçi ağıdı

Hastanelerinde doktoru kalmamış

Eczanelerinde ilacı bulunmayan

Elinden oyuncağı alınmış çocuk mızmızı

Anlamak zor bir ortamda

Oturmak yasak

Yürümek yasak

Serçelerce çağıldamak çam dallarında

Sığırcık bayramları yasak

Uçmak kırlangıçlarca bir uçtan uca

Yassak demiş gomutan sanata

Damdaki kemancı sanki

Kuzuların sessizliğine ağıt döken

Sabahı bir ettiler

Dinleyene dinlettiler anlayana ağlamayı

Usulca açtım mutfak penceremi ne göreyim

Tutunmuş pencerenin tellerine

Sarılmış sevgiliye sarılırcasına

Kesiverdi ötmeyi anasını gören ağlayan çocuk

Bir deri bir kemik yoksul çocuk zar kanatları iki yana gerili

Kalmamış gözlerinde iki damla yaş

Sanırsın Cumartesi Anneleri

Kesilmiş dizlerinin dermanı

Hor görülen sefil emekli

Sönmüş gözlerinin feri

Beslenme bozukluğundan yoksul çocuğu

Biraz sonra da verdi son nefesini

Hırıltılıydı boğazı

Çekemedim göz kapaklarını

Kaldıramadım çenesini

Gitti gözlerimin önünde

Tutunamadı ne tele ne cama

Tutan olmadı elinden

Birlikte öttükleri arkadaşları görmedi onu

Sendikasız işçi gibi düştü birden

Biraz sonra av olacak büyük balığa

Denizde olsaydı küçük balık

Olur mu böyle birliktelik

Birbirinden duyarsız bencil yaratıklar

Hani hep bir olacaktınız

Ya hep beraberdiniz ya da hiç biriniz

Böyle giderse hepiniz ölü

Kalmayan ağustos böceğinin gözlerindeki iki damla yaşı ben döktüm

Gözlerimden yüreğime

Ondandır yüreğimin yangını

Ne zaman ağustos böcekleri ötse

Ne zaman çağıldasa cırcır böcekleri

Sızlar kalbimin bir köşesi!

26 Ağustos 2023 66 şiiri var.
Yorumlar (8)
  • Tebrik ederim Ahmet Bey. 🍀

  • Güne düşen şiirinizi beğeniyle keyf alarak okudum yürekten tebrik eder hayırlı çalışmalar dilerim

  • 8 ay önce

    İçtenlikle kutluyorum Sayın Emer Ağustos'a yakışan bir şiirdi .Saygılar olsun kaleminize

  • 8 ay önce

    Şiir gibi şiir denir ya , O misal

    Kutlarım Ahmet bey