Çivi

Ellerim yabancı

Ayaklarım kötürüm artık
Kendi bedenim bana dokunmuyor
Zaman, içimde donmuş bir yanardağ.

Aynalar beni görmüyor,
Görenler de çoktan kör.

Rüzgar gibi görünmeden geçiyorum
Bomboş bir vadinin ortasında
                                                     gölgesiz, sessiz,
Bir hiçliğin kalp atışını dinler gibi.


Kokluyorum saçlarını,
bir ölü gibi uzanıyorum yanı başına
gül değil bu koku,
mezar taşı.


Öpüyorum yanaklarını
bir buz parçasının üstünden
tutuşuyorum,
ama yanmıyorum 
                                 çünkü ateş de benden usanmış

arzın en derininde
çığlık atıyor damarlarım
lavlara laf ediyorum
sanki beni dinleyeceklermiş gibi
gülüyorlar bana,
taş kesilmiş bir gürleyişle


Hak ediyorum bu tarifsiz tükenmişliği
tenim pas tutmuş bir zırha benziyor

yüzümdeki her çizgi
bir yalanın izi
ve ben onları seviyorum 
çünkü insanların doğruları öldürdü beni


Gecelerimi kederle besliyorum
Gittikçe büyüyor içimdeki karanlık
bir yılan gibi dolanıyor kalbime.

Gözlerimden düşen her yaş
bir çivi
ruhumun tahtasına çakıyorum hepsini

küllerimden doğmuyorum
susuyorum 

kendini çoktan başka bir göğse gömmüş

bir tabutun içinde hapsolmuş gibiyim
adımı unuttum,
ellerim hâlâ yabancı

bir başkasının teninde belkide

                                                    kendi cesedim

her şey mümkün:
ölü olmak, 
ya da diri kalmak,
hiçbir şeye değmemek

karanlıkla aydınlık arasında
bir perde asılı içimde
rüzgar estikçe titriyor

her titremede bir dua kopuyor

ben artık yokum
hala yanıyorum.

11 Kasım 2025 27 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar