Çöl Çanları
Gönlümden bir feryat eksildi,
vurdu sızılı düşlerin sabrını,
yeminli akşamların ortasına,
çok saklı yüzümle.
Bu vakit cendere koptu,
oluklarımdan süzüldü kanım,
yol ayrımı kıyılarına akıntımın.
Siyah bir gülün kadifesinde
uludu çakallar,
çöl çanlarıyla mırıldandı
en ince dikenler.
Toprağı koparıp yangınımdan,
gittiler ölüme eş olmaya,
tohumu bitmez yerlerde.
Ruhum gibiydiler her seferinde, bencil.
Biz kalbin unutulan yerlerinde susardık.
İlk soğuk konuşma bu,
derinleşen denizin sessizliğinde;
saldırgan kırgınlığım zehir,
kapanınca kulaklarıma.
Uyanmadan acemi mevsimler,
düşlerim kelebek dansı
kıvranışlarına.
Kaderi az hüzün, zamanda.
Geri çekil suretim,
başka sesler çağalıyor aklımda.
Ellerimde kör bıçaklar,
anıların dikişlerini söküyor.
Ilık bir rüya sızıyor yüreğimden;
mavi trenlerle kendime dönüyorum
Biz kalbin unutulan yerlerinde susardık. bu cümleye bende kalbimi bıraktım tebrik ederim.