Cumhuriyetin Bir Asrı / Unutulan Yemin
Bir asır geçti geçmişin derinliğinden bugüne,
Toprak aynı olsa da kalpler değişti vatanımda.
Bir zamanlar küllerinden doğan o millet,
Şimdi kendi dumanında kayıp ruh gibi,
Geçmişin caresizliğinden doğan umut,
Bugünün konforunda unutuldu.
Bir zaman yokluk,
Bir zaman yoksulluk vardı,
Ama insanımın onuru dimdikti.
Şimdi her şey var kim bilir,
Yalnız onur esarete vuruldu.
Kuruluşun sabahında çocuklar çıplak ayakla yürürdü,
Ellerinde ekmek yoktu belki,
Ama gözlerinde inanç taşırdı ruhlarının derinliği.
O gözler, bir asır sonra,
Reklam ekranlarında kayboldu.
Atölyede çekiç sesi vardı,
Şimdi ise suskunluk ve ithalat listeleri.
Bir zaman kalem kılıç kadar kutsaldı.
Şimdi kalem, etiket fiyatına satılır oldu.
Cumhuriyet bir kağıt üstünde bir kelime değil ki,
Bir yön bir ruhun arayış duygusuydu.
Köyden çıkan bir çocuk,
Devlet kurmanın onurunu taşırdı.
Şimdi ise doğan çocuklar,
Kendi ülkesine yabancı.
Bir zaman “fikri hür” denirdi,
Şimdi düşünmek bile tehlike.
Bir zaman “vicdanı hür” denirdi,
Şimdi vicdan, krediyle alınan bir sessizlik.
Bir zaman “irfanı hür” denirdi,
Şimdi bilgi, tıklama başına ölçülüyor.
Ey geçmişin gölgesinde soluyan millet,
Bir asır önce yokluktan kuruldun,
Şmdi çokluktan dağılıyorsun.
Bir zaman açlıktan ölmeyen,
Şimdi tokluktan ruhunu kaybediyor.
Ey çocuk!
Bir gün büyüdüğünde hatırla,
Cumhuriyet, bir ödül değildi sana!
Bir sorumluluktu hayatına,
Kırmızı bayrağın altındaki konur rengi
Senin kalbinin tarlasıydı hatırla!
Ey gençlik!
Senin damarlarında hâlâ akıyor o ateş,
Eğilme sakın dik tut başını!
Çünkü bu toprak senin alnındaki terle kuruldu.
Bu ülke,
Ezberle değil, cesaretin hafızasında yoğruldu.
Ey saçına aklar düşen yiğidim!
Sen gördün o yokluğu,
Şimdi ne diye susarsın!
Torununa anlatmaz geri durursun.
Neyin mühim olduğunu neden anlatmazsın.
Bir milletin çöküşü,
Topun tüfeğin değil,
Unutulan ideallerin eseridir.
Unutan her nesil,
Bir parçasını yitirir Cumhuriyet’in.
Bu topraklarda hâlâ bir ses yankılanır:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
O ses susturulamaz,
Yalnızca unutturulur.
Unutma o vakit sana titreşen sesi,
Hatırla o senin damarındaki kandır.
Hatırla geçmişten gelen benliğini!
Bir asır geçti maziden bugüne,
Ama ruh hâlâ aynı soruyu sorar:
“Biz kimin torunlarıyız?”
Eğer cevabı biliyorsan,
Hala bir umut vardır demektir.
Bir çocuk giderken okula,
Çantasına bir bayrak koyuyorsa,
Bir öğretmen karanlıkta mumla yazıyorsa,
Bir kadın adalet diye haykırıyorsa,
Cumhuriyet hâlâ nefes alıyor demektir.
Ey milletim!
Yeniden doğmak için bir asır daha bekleme.
Küller altındaki kıvılcımı hatırla.
Cumhuriyet, bir kez kazanıldı.
Ama unutma!
Her nesilde yeniden savunulmalı.
Bugün 102 yıl oldu.
Bu bir sayı değil,
Bir hatırlayış vaktidir.
Her unutuş, bir yenilgi;
Her hatırlayış, bir diriliştir.
Cumhuriyet, benim nefesimdir.
Bu ülke, bir daha kimsenin önünde eğilmeyecektir.
Çünkü ben, hatırlayan son kuşak değil,
Dirilen ilk kuşağım!
