Daha Çok Kanar Bu Yara

arıların sarı vızıltıları kesildiğinde,
mavi bir nehir gibi
akıntıları hızlanıp köpüklendiğinde rüzgarın,
varsın olsun
azaldığında çocuk adımları umutların,
kurumuş yaprağı şu yazın
yarın,
çoktan karışmış olacak
bacalardan tüten ala dumanlara...



karlar bir pes bayrağı
dalgalanacak üzerimizde,
biz pes etmeyeceğiz,
sadece yarım kalan dalda yemişin çaresizliği ile
izleyeceğiz kışın gelişini
kanatlıların güneylere geçişini
ve çalacağız radyomuzda
bir anadolu ezgisini...



sen inatla beni düşleyerek
cigaranda efkar ateşi çıtır çıtır,
pencerenin pervazına dayayıp dirseklerini
önündeki kar örtülü çatıların üzerinden aşarak o şehri
uçabilme ihtimalini düşüneceksin bana,
benden habersiz
masumca...



bense,
ıslığım ince
hastalığım ince
yolum ince,
yürüyeceğim
zulmün dikenli demirden gürzü başımda
bakmaz gözümün yaşına
ne zaman gelir akıl başa
namlu gölgesi altında
yürüyeceğim,
gecelerce yalvaracağım,
korkuyorum
annem tutsun elimi
getirsin sana
yoksa
daha çok kanar bu yara...
.........................................................................

07 Ağustos 2009 40 şiiri var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (10)
  • 14 yıl önce

    Yüreğine, kalemine sağlık arkadaşım. Okurken çok değişik duygular sarıyor insanı.

  • 14 yıl önce

    👑Resul Kardeşim Yüreğine Sağlık Çok Sıkı olmuş okudukça okuyası geliyo insanın👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👑

  • 14 yıl önce

    yüreğine sağlık abim

    👍

  • Sevgili Kardelen ve Fatih, denemelerim ve yöresel, yaşanmış öyküleri büyüklerimizin anlatımından derleyip kaleme aldığım kısa öykülerim mevcuttur. En kısa zamanda paylaşacağım, değerli yorumlarınızdan ötürü teşekkürler.

    Saygıyla...

  • Sevgili Abidin TATAR;

    Ölüm anında şair annesini ve doğduğu evi görürmüş ya hani, buradaki; "korkuyorum annem tutsun elimi getirsin sana yoksa daha çok kanar bu yara..." çağrısı; "sesler geliyor doğudan yürü yağız atım yürü" çağrısıdır, aslen; "ceviz mi oynamaya gelmiş odama, nişanlın da bu mu derler adama" denilen türküdeki çağrı değildir.

    saygıyla...