Dilsiz Ninniler


Uykunun sarkacında asılı bir zemheri vakitsin sen,

gölgesi kırılmış saatlerin

rüyalarından süzülen

bir sancı parçası.

Gözbebeklerinden geçerken,

çoktan susmuş bir çocuğun

dilsiz ninnisinde işleniyorum.


Sessizlik 

demlenmiş kan gibi yayılıyor duvarlara.

Unutulmuş bir abece'nin harfinde

ellerim hâlâ göğe asılı,

senin hiç öğrenemediğin

bir terk edilişe

merhametle eğilen,

yıkık zaman kıvrımlarım var.


Seni 

kırk sabahın aynı hayaliyle

titreşen bir devrane gibi bekledim.

Yoktun.

Yalnızlık,

çürümüş bir kapının ardından

sarkıyor 

bir harfin boğazında kırılmış hece,

bir tebessümün tozu konar

bir anının solgun kabuğu.


Her adım 

çerçevesiz bir kapı şimdi,

ve her kapının ardı,

gözlerinde kıvılcımsız bir gece.

Bir gölgeyi başka bir gölgeyle

ısındırmak istedim,

olmadı.

Zaman eğildi,

sözler büküldü,

kapanmayan her yara

kendi sesinde hışırtılandı.


Ey rüya,

sen misin uykunun çölünde unutulmuş bir alev

Ey sevgi,

sen misin hâlâ kanarken

kabuk tutan bir dua gibi

içime sinen


Ben seni yazdım,

sırtında harf izi kalmamış bir kâğıda.

Görülmemiş alfabelerle öptüm seni,

bir ömrün derininden geçerek 

ve adını hiç anmadan.


Çünkü bazı sevgiler

ancak susarak

ve her şey olurken bile

hiç olmamış gibi yaşayarak

hevsel bir ahire doğru derinleşir ruhunda.

24 Haziran 2025 399 şiiri var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (2)
  • Derinlerde sevgi bağları olan bir şiirdi. Bütün çürükleri, yanlışlıkları yok etti finaldeki sevgi bağı. İçinde kendimi buldum. Yüreğine, kalemine sağlık sevgili Tülay.🥰