Doğa Anam

Dünya damlamış odaya

İnsan suretinde

Çağırır ağızda bir zılgıt herkesi

Bir incelik havasıdır soframdaki

Yüreklere serpilmiş

Itri bir koku

Kavuşmak için debeleniyor sinir uçlarıma

Çatırdıyor birkaç gevrek,

Lades tadındaki çekişmelerde...

Damakta tat bırakıyor

Poy ile sırlanmış peynir,

Mutlu yüzler çiziliyor

Tek renkte titreşen,

Koşuşturmaya sahip bedenlere

Ferdi temsiliyetler diyarında,

Bayraksız, ünvansız, sade

Bir o kadar yalın sesler,

Dokunuyor tenlere incitmeden

Kulaklar duymak istiyor

Sağlığınıza! seslerini


Emine Hanım mı?

Üzüm imiş bir zamanlar

Bağından azad etmiş kendini

Hasadını beklemeden.

Düşmüş yere salkımı

Ezilmiş, beklemiş

Dönüşmüş kendi kimyasında,

Yüzünü çevirmiş kırmızıya,

Ve dönmüş kırmızının semahında

Şarap Kadın...

Asmış ömür ipine insanları,

Kimi ıslak, kimi kurumuş

Aklanmış, paklanmış, güzelleşmiş herkes

Ve almış elinden kısmetini

Birer kadeh şarap ;

Pasaklı kalana, burnu akana

Terleyene, öksürene, hapşırana

Dans edene, geride kalana

Dosta, yoldaş olana

Kendinden ikram etmek,

Kimin gelir aklına...


Damıtılmış sek düşünceler tüketiliyor

Meze oluyor herkes,

Bir şişe rakının yanına

Bir mısra düşüverir şiirden damağıma...

Sahi, ne çok şiir sevdim ben!

Kaç kadına aşık oldum?

Yüksek sesle tekrarladığım içimden

Unutmak revaçtayken tanısı koyulan

Çağdaş zamanlarda...

Tanıdık bir şiir okuması

Bahçeme dadanan

Tırmanır bağdaş kurduğu ağacıma

Kapımı çalar da,

Kaçmaz büyümüş çocuk olgunluğu.

Yerleşir zihnimin otağına

Sallanan bir sandalye

Koşar adımlarla...

Ayak gıcırtıları

Mıhlanıyor alnımın ta ortasına...

Çalıyor gitarını

Birkaç boyalı parmağıyla

Yeni bir hüküm giydiriyor

Çıplak kalan ruhuma

Zamanı yoksun kılmanın

Siyah beyaz kadını...

Bir mısra düşüverir şiirden damağıma...

Yüksek sesle

Tekrarlarım içimden

"Lokman Hekim seni sev diyor bana" *


Turgay abimin matematiği ;

Yaşamın üç dayanak noktası var dermiş.

Sevmek-sevişmek , yemek, içmek...

İllegal bir slogan atar gibi tekrarlar

Haklı eyleminde

Biz tekrarlarız

Olanca kalabalığımızla ardından

Sevmek diye başlayan aforizmamızı

Saçlarında kır atlar dolaşır özgürce

Birincisi sevmekti

Biz ilkindeyiz hala,

Koşulsuz...

Diş kirası boğma bir dem,

Biraz da demleniyoruz sonra.

Meylenmek ,

İnsanın demini almışıyla

İlahi sarhoşluğum

Etti mi iki...


Kulağımdaki müzik,

Yıllanmış meşe fıçıda...

Asme vejiya - Ay doğmuş **

Sevdiklerimin sesi notalarda,

Bana sesleniyor...

Elim şakaklarımda

Bir biz yaratırım dimağımda

Yanaklarda çiçeği filizlenir

Muştusu istenen gülümsemenin

Doğa Anam bir vahiy fısıldar,

Tüm sayılar secdeye durur,

Koşulsuz...

"Sahne!" diyor Doğa Anam

"Bir, iki, üç... Ve... Üç, iki, bir..."

Birincisi sevmek,

Hala ilkindeyim ...

Hala koşulsuz ...


Not :

* : Şair Metin Eloğlu - Lokman Hekimin Sev Dediği isimli şiirinden bir mısra hürmet alıntısı.

** : Metin - Kemal Kahraman - Asme Vejiya (Ay Doğmuş) isimli eser adı. 

11 Mayıs 2025 3 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 15 sa. önce

    Bu nasıl güzel bir şiir; destanımsı, mistik, bir o kadar da kederli...

    Fantastik pasajlar, kalburüstü bir duruluk ve özgünlük hakim betimlerde. Hem içimizi acıtan, hem ufkumuzu aydınlatan bir üslup.

    Sanki pitoresk bir bahçenin içinden geçer gibiyim ve "Asme" eşlik ediyor bana...

    İzninizle! https://youtu.be/w5NtwWZaLKQ?si=i0E3JcLqvgcP5-94

    Teşekkürler eserinize ve size, Ercan bey.

    Saygılar olsun çokça.