Dönmezler mi
bu yüzden mi hazan demişler adına
ölüler bu yüzden mi anılır hala eylül ekim kasım
yapraklar böyle mi yağar eylül misali
sağanak mı düşer yağmurlar
heykeller böyle mi sulanır ilk baharlar gibi
sere serpe yatar gelincikler
hazan ve hüzün böyle mi yakışır kemaneye
mızraplar böyle mi sadık kalır tellerine sadakat ile
ayrılıklar böyle mi yoğunlaşır bulutun ateş böceğinde raksı gibi
şahane masallar Eylül’ümü kamaştırır Şirin’in gözlerinde lal mi olur hep Ferhat hep feryat
ya gidenler ya gidenler
dönmezler mi
makber böyle bir hazanda mı kaleme düşer kuru bir yaprak gibi
tükenir mi mürekkebi kuş kanadı misali
siyah beyaz tüyleri kazınır mı yoksa kumsala ikimiz gibi
baş harflerimiz yağar mı kayalara kırlangıçtan
midye kabuklarına hazan yağmurundan
böyle mi kaybolur yalnızlığın içinde zaman
aman demeyen Zühre’ye vurmayan pençeye aman
hazan düşer midye kabuklarına zamana hazan
böyle sağanak misali avuçlara ….
Tebrik ediyorum Tarık bey. Şiir, gidenleri çağırmanın sessiz resmidir belki de. Dönmeyeceklerini bile bile hem de.🌾✍🏻👏🏻
Sonbaharın hüznü,ayrılığı..Ve derin yalnızlığın duygu yoğunluğu.Ruh ve mevsim döngüsünde şiirin halleri.Bir sağanak yağması yüzüme vuran.Ahh kaybolanların boşluğunda kayıplar.. Zengin bir dil ve imgeler harika.Tebriklerimle.Saygılar.