Duygular Özler mi İnsanları
nasıl da yakıyor akşamın müziği  / bildik 
bir tango, sonrasında belki bir vals, dans edenler / dinlerim,
saçlarını rüzgara bırakmış bir güzele bırakıp da kendimi / denize 
bakan caddelerinde görmeliydiniz martıları.
ah, yalnızlık!
kendim gibi sessiz olurdu gürültüsü / küçücük
avuçlarımda İstanbul kadar / bırakmışım
akşamın müziğine kendimi / geçen 
vapurların güvertesinde oynaşır martılar / uzatsam 
başıma çarpacaklar eminim,o kadar şen şakrak.
dalgaların sesi duyulur gecede / bir
bak neleri sürükler / duygularım
işte, çok tatlı dökülür sulara / rüzgar dinler / 
ben dinlerim, bir de karşıdaki balıkçılar....
serpmelerin içinde balıklar bile telaş içinde 
dalgalara söylenir gibi, yakamozlar tesellisi.
gelip geçenler!
korkarsın karanlıkta yüzlerine bakmaya / terk 
edilmiş sevgileri dökülür bir çoğunun / sularda 
yürüyüşlerini gözlerim, oturt hadi birini yanına / ürkütür 
şehrin hak edilmemiş yaşamları / hangi 
yılların içinden koşar adımlarım?
bir çoğumuz unuttu dans etmeleri / sonra 
mavi dedim, kimler özler ki mavileri? / insan
dedim, ilk kez sordu içim: duygular özler mi insanları?
gemiler geçer gider işte, sen sahili adımlasan ne olacak?
en çok mavilere üzülüyorum / mavisini 
yitirmiş deniz nasıl özlesin sularını?
özlemez dünyayı yitirmişse mavisini gökyüzü. 
ah, çocuklar!
serpmelerin içine konulmuş çocuklar! 
okul avluları terk ettiğinden beri sizlere üzülüyorum 
/ kanadı kırılan kuşlar nasıl hissetsin ki gökyüzünü.
nedense,
yürümek gelir içimden yine de akşamüstüleri / müzik 
vurdukça dalgalara yelkenli gibi olur içim / içim 
hep umut, yaşı ne yapacaksın / Beşiktaş' tan
yürü nereye istersen, gençliğindeki gibi.
bildik bir tango, sonrasında belki bir vals, dans edenler...
insan derim, ilk kez sordu içim: duygular özler mi insanları?
Bursa  25.02.2017



İlgi ve değerli katkılarından dolayı Naime Hanım ve Cemal Bey' e teşekkür ederim. Nicelerine... Saygılarımla...
Bir avuç İstanbul
Tercih bu yürümelerde
Beykoz Yolu derim
İyi şiir 👍
Gariptir... Şiirin başlığıyla örtüşen duygular yaşamıştım bir süre önce. Göcek' in Gökçeovacık Köyüne giderken Bir köy okulunun önünden geçiyorduk. Okul sanki ağlıyordu terkedilmişliğine. Cıvıl cıvıl çocuk seslerini özlemişti sanki. Belki de gurur duyuyordu önündeki direkte sallanan bayrağımızdan, her pazartesi ve cuma günleri okunan İstiklal marşımızdan, her sabah okunan andımızdan... Bazılarına saçma gelse de, eşyaların ruhları, duyguları olduğunu varsayanlardanım....
Yeni eğitim politikaları bu eğitim yuvalarını çürümeye mahkum etti. Hep düşünürüm, halıcılık, arıcılık, el sanatları, köy kadınlarına eğitici etkinlikler için bu binalardan yararlanılamaz mıydı?
İşin kötüsü çocuklarımıza, torunlara bırakacağımız denizlerimizin göyüzünün mavisi de kalmadı, kirlendi.
Çok anlamlıydı değerli şiiriniz. Kutladım içtenlikle Refik bey...👍👑 Nicelerine... Saygımla...