Gel-git(me)

'Yokluğuna alıştım ama unutamadım diye bir cümle yok alıştıysan unutursun unutamadıysan ölürsün ölürsen mutlu edersin hayatı...'

Zıtlıklardan oluşmamalı yazılan sözler
Gel git' ler değil aynı şiirde aynı denizde bile yaşanmamalı,
aynı rakı masalarında olmamalı hem gülüşler hem ağlamaklı anlar
Yaşanacaksa her şey farklı mekânlarda yaşanmalı
Mesela önce bir şehrin ışıkları sönmeli sonra sırasıyla tüm şehirlerinki sönerken
olduğumuz mekanlar aydınlanmalı
Ayrı mekânlar bile aynı anda gece yaşamazken,
Cuma selaları bile dakika aralarıyla okunurken
minarelerden, aynı anda iki cenaze koyulmamalı mezara.
Mehter adımlarıyla ilerlerken hayat, iki ileri bir geri dememeli
Ya ilerlemeli ya da senden geri durmalı.
Gidilecekse bir şehre bir daha dönmemeli aynı yollardan
Gidilecekse dönmeler olmamalı
Aynı bilette gidiş- dönüş yan yana yazılmamalı

(Gittin...

Nokta koyulduysa bir cümleye tekrar büyük harfle başlanmamalı ya da başlayacaksa bir cümle büyük yeminlerle devamında tekrardan küçülmemeli!
Hayat arasında açtıysan beni de içine alan bir parantez bir daha kapanmamalı
Kapanırsa sıkışılır iki hayat arasında iki parantez arasında yaşanılacaklar...
Düştün...
Düşüşümdün...
Düş olsan fark etmezdim düşmemiş olsan canın acımazdı.
...
Girdaplar ya içine çekmeli insanı ya da dışında bırakmalı hayatın ama fırlatıp atmamalı kenara
Sadece eylül akşamlarında özlenmemeli gözler ve sadece o gece için can verilmemeli
Ölüp ölüp dirilmez insan
Zıtlıklar bir arada olmaz ya ölür ya ölür ya ölür...

-da'sı yok ölmelerin ama dahası var söyleneceklerin
Öncelikle 'O iki kelimeyi basitleştirmediğin için teşekkür ederim.'
Sonrasında bir zıtlığa inanıp gidip dönmediğin için...