Gölgem İki Kişilikti
gecenin alnı terli
duvarlar, sana yazdığım en kısa masal
bir cam buğusu kadar hayattayım
adı sen olan bir boşluk
sırtıma yaslanmış gibi soluyor
iki kişilik yürüyordum Galata’da
biri sensizliğim
biri benmişim suskun bir tebessümle
ay, kendini suya vurmuş
ben göğe çıkamıyorum
tenimde senin unuttuğun bir şarkının izi
yalnızlık bile bana seni anlatıyor bu gece
bir martı geçiyor dudağımdan
dudaklarında bitmemiş bir temmuz
öptüğün her anı hâlâ cebimde taşıyorum
ama ceplerim delik
yani sen akıyorsun benden sessizce
gözlerin…
bir şehri baştan kuracak kadar kalabalık
bir çocuğun “annem gelsin” diye beklemesi gibi
seni bekliyorum
içimde salyangoz gibi kıvrılan sabırla
dokunamıyorum
çünkü artık sensizlik de tenime alıştı
ama hâlâ
bir gölgem eksik
sana benzeyen...