Hayat-i
Beyazları mecliste çoğunluğu almıştır siyahlardan,
Hafif dökük saçlarında,
Kısık kısık gözleri sorgular çevresini,
Yanlış olmasın ebe ana koymuş,
Olmadı dedesinden kalmış,
İsmi Hayati,
Duvar takvimine bakılacak olursa,
Şu an tam otuz altı yaşında...
Sabah yakaladı mı akrep yelkovanı yedi kadranında,
Dikilir bizim Hayati hiç şaşmadan ayağa,
Elini yüzünü güneşle yıkar/umutları ile kaynatır çorbasını,
İrice bir kazanda,
Sonra alır işportasını hafif eğik sırtına,
Öper yaşlıca anasını/ihmal etmeden Allah'a emanet eder,
Dayanağı olan kutsalını.
Sirkecidir genelde Hayati'nin yalnızlığa dem vurduğu mekanı,
Dilinde iş güç arada da çekinmez söver kepaze hayatı,
Engin mavi kadim dostlarındandır çalışırken,
Bir de martılar ile,
Deniz kızları.
Son vapur geçerken üzerinde sevdalı dumanı ile Üsküdar'a,
Hayati paydos der işe güce çalışmaya,
Alır tekrar işportasını feleğin yük bindirdiği omuzlarına,
Düşer,
Gecekondusunun gül dökülmüş yollarına.
Yol üzerinde Salim Abi'nin kahvehanesi vardır,
Herkes bilir burada Hayati'yi herkes tanır,
Sanmayın ama oyuna düşkünlüğünden,
Aslı astarı işin,
Herkesin yüreğinde ufakta olsa bir yer etmesinden
İleri gelir.
Sokaklarının sonuna doğrudur yüreğinin yarısını hibe ettiği,
Cam güzelinin evi/ah be ah Hayati bilir/Hayati yanar,
Bu nasıl büyük bir sevgi,
Hatta kaç kere gece saçlarını andırıyor diye sevdiğinin,
Onun koynunda uyudu huzur arayan bir ruh gibi.
Allah'tan başka korktuğu tek şey vardır,
O da,
Anacağızını eve geldiği vakit göçmüş bulmaktır,
Elbet ecel bu elbet takdir-i ilahi,
Lakin Hayati ister/anasının yanı başında vefat etmesini.
İşte Hayati'nin girdap hayatı tam olarak böyle dönerken...
Bir gün...
Hayati yine işten aynı saatte döner çorba kazanını kaynar görür,
İşportasını hayalleri ile aynı yere koyar anasının elini öpmeye gider,
Kapı sanki olacakları haber verir gibi acı ile inleyerek açılır,
Hayati yatağın yanı başında ki anasını görür,
Buz gibi olan can özü Hayati'nin ağlamasına engel değildir,
O gece ağlar Hayati yüzüne sürerken anasının ellerini,
Ve ertesi gece,
Ertesi gece,
Her gece aynı saatte gözleri ele geçirir yüreğinin topraklarını,
Ağlar Hayati.
Kader ya bu daha yapacakları var demek ki,
Üç beş ay sonra kendi kefeni zanneder cam güzelinin gelinliğini,
Biri içi kan ağlarken evliliğe gider,
Diğeri delirip gülerken ölüme.
Eve koşar sonra Hayati kendisini altı yaşında terk eden babasının,
Altı patlarını alır eline aldığı gibi de dayar şakağına çeker tetiği,
Korkmayın ama bir şey olmaz içinde kurşunda var halbuki,
Anlasana be adam anla Hayati,
Daha vaktin gelmedi.
Şimdilerde Hayati ne işportaya çıkar ne dışarı,
Her ezan vakti dua eder Rabbine için için,
Yeter gel de al artık şu canım.
Yapma Hayati ne olur yapma her şeye rağmen yaşamalı insan,
Her şeye rağmen,
Takatine söz geçir hadi kalk yeniden sarıl hayata,
Ulan bari isminden utan .
Her vakit mutlu olsaydı şu beşeri,
Acaba gerçek mutluluğu ayırt edebilir miydi?
Yapma Hayati ne olur yapma her şeye rağmen yaşamalı insan, Her şeye rağmen, Takatine söz geçir hadi kalk yeniden sarıl hayata, Ulan bari isminden utan . ...........
metin hayata dair bir şiir..kıvamında...kah öfkeli ,kah sevgili... ama şiir....tebrikler👍👍👍👍
sevgili metin;
çok güzel bir kurgu,
keyifle okudum
sevgiyle kal...