Her Saat Daha Bir Yoksul Sevgili
Her saat bir yoksun sevgili
Şizofren günlüğünü yakan şair uçurumlarında yankılanıyor
Acaba ben miyim soruları.
Gün aşırı porno izleyen bir ergen gibi özlüyorum cesedimi
Gün aşırı geçmişi pornolaştırarak intikam alıyorum aşkımızın
Kör kalan yanlarından
Biraz bana
Biraz sana
Biraz aşka ihanet ediyorum
Defalarca yıkıyorum zeytin siyahlarını 
Sabah kahvaltılarında arınacak kalbimizin tadı umuduyla
Çekirdeğin hançerlediği bir deniz kıyısına dönüşüyorum
Yunus diyarları kıyılarıma vurmuş 
Ruhumda arkası yarın öldürülecek mazoşizmi 
Ölü sevicilik serasında çiçek açan sapkın cümleleri buduyorum 
Bahar gelecek mi bilmiyorum
Sonrası egzotik bir mastürbasyon martı yavrularıyla
Bayat, küflü ıslak bir ekmek gibi doyuruyorum aç şiirleri
Piyano tuşlarıyla tırmanıyorum gökyüzüne 
Biraz melek
Biraz melek isyanı 
Biraz Tanrıya ihanet ediyorum
Her saat bir yoksun sevgili
Kırılan kum saatinden dışarı sızıyor saniye tanecikleri
Muson kuraklığında derviş duaları daha bir fazla çatlatıyor dudaklarımı
Gecenin karanlığında bir içeri, bir dışarı seslerine isyan eden kız çocuklarının
Platonik, patolojik, psikolojik travmalarına dönüşüyorum
Anti depreşen jilet şefkatiyle dolaşıyor gözlerim her harflerinde ince ince 
Biraz daha
Biraz daha
Biraz daha aşka küfrediyorum
Defalarca öldürüyorum içimdeki hayvanı 
Defalarca yakıyorum cesedimi Nil kuytularında 
Lütfen bana daha fazla yaklaşma istiyorum
Kül kokusuyla savrulan tebessümlerimden nefret etmeni diliyorum
Bu uzaklık ikimize de yeter mi, bahar gelecek mi bilmiyorum
Biraz saçların
Biraz parmaklarım
Biraz yanılgıları nü saçaklarının, sığınamıyorum...
