Hicaz

Ve bir başka
Hayal kopçalarken sönmüş bir gecenin ardından

Sen
Umudu pişirdin taş ocakta, kuru kozalaklarla

Vallahi açlığımda büyüdü doygunluğum
Bu yüzden suskunum

Oysa
Ezgiler çınlıyorken kulağımda
Yüreğimden safralar boşaltıyordum
Bu şehrin bakir topraklarına

Gecenin fecrinde yorduğum rüya
Hala kirpiklerimde saklanıyorken hala
Şafaklara bıraktım göz bebeklerini
Mavi uyansın diye, dün gece son kez batan körfeze
Ve sarıldım yastığımda biriken birkaç saç telline


Meğer ne özlemişim
Gece siyahı saçlarını
Ve bakarken gözlerime zeytin zeytin
Demlemeyi akşamı kızıl bir bardakta
Yakarak gökyüzünde son yıldızı

Kandilleşmek karanlıkta
Mum ışığı kadar cılız
Ve gölgenle öpüşmek
İsterik hayallerden uzaklaşıp
Dilek meleklerine tutuştururken yüreğimi
Nefesimde cennet kuşları

Kanatlarına
Gıyaben ayrılıklar saldım
Çökertirken gökkuşağını
Renkleri bölündü gökyüzünün

Boyumca loş bir perde indi
Yorgun kasabanın dağlarına
Çoban kepeneğine sıkıştırırken kavalını

Böyle süzüldü
Kadehe şarabi akşam
Sır dolu zerreler bırakıp
Zifir kokulu mor odaya



Kökleri duman kaplı
Begonyalar küstü önce
Sonra sustu o şarkı

Hep böyle mi bitmeliydi
Hicaz makamı...

09 Nisan 2013 943 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    🤐🤐🤐

    Bu imgeler...

    Sen şiir, ne güzelsin!!!

    Şimdi dilimde sus vakti,

    ruhumda ise düş...

    Tebrikler Tarık Bey

    👍👍👍

  • 12 yıl önce

    Kökleri duman kaplı Begonyalar küstü önce Sonra sustu o şarkı

    Hep böyle mi bitmeliydi Hicaz makamı...

    aslında şiirin bütünü çok iyi,

    sarılmak bir kaç saç teline,

    şairlik budur derim,

    sevgiyle kalın...