His

Hoyratça bir mezopotamya türküsü takılmıştı dilime
Sevdaları kaybolmuş
karlı daglarinda yankilanmisti sesi
gel diye bağıra bağıra çağlıyordu
Adem'lerin ve Züleyha'larin sesi çinlaniyor kulaklarda
ne güzel söylüyordu oysa
mezopotamya hoyrat türkülerimizi


Simdi,
geçmisimin yikintilari var üzerimde
küçük bir çocugun hiçkira hiçkira aglamasi gibi
agliyorum kendime.
Kaybolan benligimi izliyorum uzaktan
dokunmaya cesaretim olmayan acilarim
ellerim titremekli
bir bir yokluyorum geçmisimin izlerini

Sevdigim çiçekler
konusabildigim muhabbet kuslarini
yüzümdeki parlayan gülümsemeler
hepsini kaybettigimi görmüstüm senden sonra


Ki biliyor musun
sana benzeyen her sey güzeldi bu sehirde.
Yagan yagmurun sesi
serçelerin kanat çirpmalari
papatyalarla üstü kapatilan topragin yüzü
ve benim sana olan özlemlerim


Bir şelalenin çağlayan sesiyle sana sesleniyorum
sanki ask şarkılarını söylüyorlar
yüzümde küçük bir tebessüm
seni andıkça daha bir güzelleşiyor mezopotamya
Ask Aze