İlm-i Siyaset

İlm-i Siyaset

"Mefkûremiz" deyip çıktık yollara,

Öğrenmedik bizler ilm-i siyaset.

Bürünmek lazımmış birçok rollere,

Bari belleyelim ilm-i hamaset.


Kiminle konuşsak, politik deha.

Kendinin değeri biçilmez paha.

Başkası sivrilse olmalı imha.

Hücrelere girmiş, artık habaset.


Yetmişlerde akla, gelmezdi para,

Şimdilerde ise, azamet lira.

İdealler bitti, açıldı yara.

Çıkar haber saldı, geldi necaset.


Kapıların önü süprülmez oldu.

İdeal torbası parayla doldu.

Gidişatı gören saçını yoldu,

Yaklaştı bir ara, kaçtı kiyaset.


Tutkalı aşırı harcarsa usta,

Koltuğa verirler, artık mazbata.

Gün gelip olursa, siyasi mevta,

Yetişir yakını, ister veraset.


Kargayı sevenler arasa başkan,

Hiç bilmeyen olur, aniden uzman.

Kartalı görse der; "Bu karga saf kan",

Kuşaktan kuşağa başlar riyaset.


Bulut çok ağlarsa, olur bir afet.

Çorak ise toprak, yağmur ziyafet.

Dengeyi tutturmak asıl marifet,

Terazide sırrı, çözer feraset.


Olsun artık her şey, bu vatan için.

Nezaket var iken, bu kavga niçin?

Birbirini yersen, kafa tutar Çin.

Coşkun’un isteği, sade nefaset.

07 Şubat 2019 80 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar