İncir ve Diğer Karanlıklar


Gözlerimde  ölüme inat açan her çiçek

kendi toprağında bir hüzün çevirir.

İçimdeki incir,

Mevsimi olmayan zamanın iç avlusunda

Simsiyah bir yavaşlıkla olgunlaşır.

Ve her gece,

Bir başka sabahı rüyasında uydurur.

Her sabah ise,

Uyanmayan bir düş gibi

Gözkapaklarımın arkasına çekilir .

Sadece karanlıkta yazılabilen

Bir hikâyenin harfidir artık

zaman.


Bir zaman vardı…

Sözler, rüzgârın dudağında un ufak olurdu.

Kaybolan seslerdi onlar.

Sessizlik,

İç sesimin bile unuttuğu bir kelimeyi arardı 

Ve ben,

Olmayan bir şarkının nakaratını

Ezberlemeye devam ederdim.

Bir gölge düşerdi sol yanağıma 

Belki yarım kalmış bir sevda,

Belki de karanlığın sol elle yazdığı

bir veda mektubu.


Kalbim…

Kırık bir saate benzerdi o anda

Her tik tak geçmişin kendine çarpan yankısı.

Ve zamanın yosun tutmuş kıyısına

Sürüklenen cümleler olurduk biz.

Suskunluk,

katlanan bir mendil gibi dizilir kalbime,

Ve gözyaşı kuruyunca

yerine,

Adı konmamış bir boşluk kalır.


Sokak lambaları…

Solgun bir dua gibi titrer

Kimin için yakıldığı bile bilinmez.

Benliğimden dökülen kelimeler,

Kör bir dervişin iziyle yürür,

Hiçbir yere varmazlar

Ama her adımda biraz daha var olurlar.

Çünkü bazen,

Bir yönü olmayan arayış

Bir varlığın en dürüst halidir.


Her ruh…

Kendi karanlığını taşır içinde.

Ve bazen,

Bir incirin içinden geçer rüya 

Tüm anlamları eriten simsiyah bir sessizlikle,

Sadece sabaha dair

Ama sabaha asla varmayan…

04 Haziran 2025 395 şiiri var.
Beğenenler (10)
Yorumlar (1)
  • Acıyla kararan ama tatlanan incire selam olsun. Ve zeytine de...İçsel dönüşümün de en güzel örneği bu ikisi. Tin suresi okumayı en sevdiğim suredir bu anlamda. İnsanın nasıl yüceldiğini ve nasıl sefilleştiğini, çok güzel anlatır çünkü. Tebrik ediyorum sevgili Tülay. Şiirler de içsel arayışımızın en güzel aracı değil mi zaten? O siyahlık imsakları çağıran zifiri karanlık olmasın? Güzeldi.