Kabuk Tutmayan Karanlık

Daha dün gibiydi beyazlara küskünlüğüm
Şimşek kadar asi duygularımın
Daha dün gibiydi
Duvarlara sitemi
Sokaklar yabancı bir sima...
Sokaklar deniz çığlığı...
Belki benliğimden ayrıydı
O yozlaşmış duyguların
Kabuk tutmayan karanlığı
Gözlerimde bir boşluk var
Dolunayım kayıp
Mevsimlerim karmaşık gibi
Yanaklarıma düşüyor inceden
Kızıl bir yaprak
Oysa akşamlar maviydi
Üşümez iken mezar taşları
Ben artık yoruldum hayallerden,
Ben artık yoruldum gün batımlarını izlemekten,
Bir noksan var ki avuçlarımda
Belki sefil gölgelerim
Belki de loş aydınlığım
Bilemiyorum artık !
Bilemiyorum dudaklarım neden kuru
Saçlarım alnımı işgal etmiş
Bir tek ben mi daldım dehlizlere ?
Oysa yıldızlarından yoksun değildi
Kabuk tutmayan karanlık
Şimdi kuşlar uçuyor penceremin önünden
Beyazlar yaban bir dünya
Zaman akıyorken yavaş yavaş
Avucumda sayıklıyor lambaları
Kabuk tutmayan karanlık
" Şimdi kuşlar uçuyor penceremin önünden" Dokunaklı bir kesit.
Gönül pencerenizi açık tutun, kuşlar dolsun içeri....
Yüreğine sağlık şair. Güzel dizelerdi. Tebrikler