Karaların Memet

düğün.

nişanlanmışlardı bıldır sene
karaların osman garibin ayşe
evlendiler
yıl yetmiş sekiz
otçu göçü arifesinde
düğünlerinde sevabına çaldı kemençeci
hasan
çeyizleri sıkıca sarıldı kıl dastara
baş koyacakları uzunca yastık
iki yepelek yorgan
büyücek bir yün döşek
aşganada birkaç bakır kap kacak
ve
tuzu kuru alamancıların yaktığı
onlarca fişek




doğum.

yumuk gözlerini yaladı karakışın alazı
adını aldı görmediği dededen
alnında garip yazı
kalemi bük dikeni
mürekkebi zifiri karanlık geceden

daha ilk memede burnu sıkıldı
ilk gününde boğuldu hıçkırıklara
ilk kez kırık hartamalı evine tıksırdı
alnına düşen yağmur damlası
ve
anacığının acı tebessümüydü
ilk armağanı
karalı yazgısı karalara belendi
karadereli kara memet
karalargildendi

çığırtkan denizden çıktı sırtı kara hamsiler
karalâhana
sakarca
ısırgan otu
alın terinde küllenmiş saclar üstünde
kıyısı yanık mısır ekmeğiyle buluştu
gelevara deresinde çağladı sular
derin vadilerde kükredi
coştu
dal gibi boylandı
güçlendi memet
yüksek tepelerde oynadı
koştu




yaşam.

çalındı davul zurna
memet bizim memet
memet ?en büyük asker ?
yurdundan akan suları kanı
toprağı canı
namus bildi koruduğu vatanı...

...terkedilmiş köyüne döndü sisler arasında
başında kavak yeli yüreği sırılsıklam
göğsü tok mu tok
bileği sağlam mı sağlam
istedi sevdiğini
vermediler
?işin gücün yok? dediler
oysa
güçlüydü bağrında tüten sevda
yüreğinde yanan hasret
yürüdü kırık dökük sokaklarda
cıgara dumanında kin
göz bebeklerinde nefret

ağaçlar ağlamış topraklar ıslak
hınç bürümüş sabahını denizin
sırtını vermiş kumsalına kaldırımlar
lağım kokusuna tutsak karadeniz'in

vurgun avuçlarında küskün oltası
titrek ufuklarda bitik umutlar
?rastgele? dedi
saldı iskeleden
siteme boğuldu hırçın dalgalar
suskun isyanları denizi yordu
karadereli kara memetler
yoruldu




ağıt.

ıssız köşede çekildi son fotoğrafı
sol yanda perişan
ayakta bile duramayan
toprak yorgunu kürek
ayak ucunda küstah
burnundan kıl aldırmayan
barut soluklu tüfek
avuçlarında bir tutam kumral saçın örgüsü
gözpınarlarında sararan yırtık resim
ve
eski bir mektubun öyküsü

toprağın mahzun kucağında
yatacağı yeri boyunca kendi eşmişti
resimdeki kız
tezkeresini çürük bölüğünden alan
sıska
tüysüz
zengin bir oğlanla evlenmişti

kısaca
?intihar yaz oğlum? dendi
zabıtları tutan
karayağız bir erdi



26 Ağustos 2005 Espiye

27 Ocak 2009 70 şiiri var.
Beğenenler (9)
Yorumlar (16)
  • 15 yıl önce

    nişanlanmışlardı bıldır sene karaların osman garibin ayşe evlendiler yıl yetmiş sekiz otçu göçü arifesinde düğünlerinde sevabına çaldı kemençeci hasan çeyizleri sıkıca sarıldı kıl dastara baş koyacakları uzunca yastık iki yepelek yorgan büyücek bir yün döşek aşganada birkaç bakır kap kacak ve tuzu kuru alamancıların yaktığı onlarca fişek ve baştan sona şiir gibi bir şiir..çok zevk aldım ve sanki kendimi şiirin içine atıverdim...yüreğine sağlık hocam...bu şiir sitede bence okuma rekorları kırması lazım..eyyy millet uyumayın...bu şiirlere şapka çıkarılır..hep sevda,aşk yoktur şiirin yüreğinde...😙😙

  • 15 yıl önce

    Hüzünlü, yürek paralayan bir öyküydü. Umarım hiçbir Memet genç yaşında hayatın ufkunda kararıp batmaz. Yüreğinize sağlık. Çok güzel bir anlatımdı.

  • 15 yıl önce

    ince ve kanuksanmış bir sızı düşer yüreğe her hikayeyle.anadolu bu işte.tebrikler kardeşim.

  • 15 yıl önce

    Yüreğinize sağlık 👍👍

  • 15 yıl önce

    Bu şiir karadeniz rüzgarı gibi esti içime.Karadenizde olup bitenler şiire dökülmüş.Çok ta güzel olmuş.Ellerim dert görmesin sevgili Murat Bey.Saygı ve sevgiler.😙😙😙😙