Karanlıkla Anlaşma
Bir pazarda satılmış vicdan,
Etiketinde yazıyor: “İade yok.”
Ruhunu şeytana kiraya vermiş bir toplum,
Hala sabah haberlerini umutla izliyor.
Kalemler kırılmış mahkeme salonunda,
Adalet, terazisiz bir cambaz gibi.
Diller, yalanı meyveler gibi sunar,
Hakikat çürümüş, raf altında gizli.
İnanç, artık bir marka;
Reklam panolarında din pazarlanır.
Cami minaresinde bile,
Cüzdanı dolu olanın sesi yankılanır.
Kölelik modernleşmiş:
Zincir yerine ekran bağlar bileği.
Zihinler özgür sanır kendini,
Ama algoritmalar çoktan yazmış kaderi.
Yüzler güler, gözler donuktur,
Bir sahne bu; herkes birer oyuncu.
Perde kapanmaz, çünkü alkışlar
Vicdanın sustuğu yerde çoğalır.
Ey kalbi un ufak edilmiş insan,
Ne zaman yaktın içindeki meşaleyi?
Ruhunu kim aldı, neye karşılık?
Bir telefon mu, yoksa geçici bir terfi mi?
Korkma, yüzleş karanlığınla,
Çünkü şeytanı asıl büyüten suskunluktur.
Ve bir toplum, sustuğu kadar kaybolur,
Düşünmeden konuştuğu kadar da çürür.