Kasıma Karşı
rüzgara tutunarak yanıma yaklaştı
burnumda pis bir ayak kokusu
nisanı beklerken
postallarını çıkarmış, vagonla geliyor kasım
bir avucunda hüzün, bir avucunda keskinlik
arkasında sıra sıra karlı dağlar
çiçekleri sulamayı da unutmadık
niye geliyor
anladım niyetini
kasaturasını tuttum "dur" der gibi
ellerim kanadı tren garında
vermem mavi gözlü adamı
vermem onu sana
demiryolu eskidi,kan kurumadı
gelip gitmekten kasım yorulmadı
o mavi gözlü adam hala ülkemde


