Kıyamet Günü Çiçekleri II
Dudağının kenarında görüldüm
Gözlerinin pınarında duyumsarken susuzluğu
Boyunlarının uzağında kayboldum
Bulundum ellerin tarafından
Kıyamet günü çiçekleri uzattım sana
İlmek ilmek açan yaralarından
Ve böylece süsledim şehrin ışıklarından seni
Kışın ve ayazın
Baharın ve yazın kokusundan seni
Hayallerimle süslüyorum seni
Hayallerimde süslüyorum seni
Hayallerimle süslüyordum seni
Hayallerimde süslüyordum.
Şehirlerin sahipsizliğinde yiten çocuklukların
çocukluğu kadar sahipsiz dolaşırken sokaklarında
mülteci bakışların yorgunluğu üzerinde
dışlanırken başka yorgun bakışlar tarafından
yaraları açmaya yüz tutmuş kıyamet günü çiçekleri kadar narin zamanda
saçların rüzgarını bekler ki sadece okşansın
çatık kaşlı bulutları karşılayan
ve sen ağlamadın, diyen rüzgara karşılık
yağan yağmura gemiler inşa etmek kadar inatçı bir inanç ile
öyle süslüyordum işte seni,
Kıyamet günü çiçekleri gülüşünden
Kötülükleri saklayarak, kötülerden
Daha iyi olmak için iyiliklerden...
Ne de güzel süsleniyordun sen de,
Her şeye inat,
Ve her şeyin karşısında…