Kült İnkârlar
Yazılası ne çok şey birikti heybemde
çekimli halleriyle
vaktini kamburunda taşıyor sözcükler
...
Yalnızlık;
çözemiyorum artık
hangi uzağın önünde olduğumu
çırpınsada kökleri
gözlerimin sulağında
dikiz aynasında yaşanan mevsimlerde yitiyor papatyalar
Mahkumiyet;
süt dişleri yeni dökülmüş
çocuk gülüşlerine prangalı bir özlem
asılı parmak uçlarımda
şehrinse
yakın gözlüğü tadında ruhu
bir uyurken uzağım kadar yakınım
kendime
ve sana
Hürriyet;
kâh bir koku kâh bir ses
tapınılmamış ancak kanıksanmış
ilk mektep fişlerinin
sadeliğine benzer
çekimsiz bir yolculuk
vardıkça
beliriyor tel örgüler üzerinde
yiten parmak izleri
ve kuru yeşiller
Ömür;
yüzümün derinleşen çizgilerinde
hiç değişmesede yirmi yaşın
yazılışı kadar kolay gelmiyor artık
üç renk iki hece sözcüklerin söylenişi
isteyerek büyüttüğüm her şey mecalsiz...
Aşk;
ne amber diyarı
ne de bir kült
içselleşmiş bir yalanın
- ce ekinden
lila inkârları tutuyor
bir zamanlar
biz-ce olmaya adanmış köşe başlarını
/
sahi papatya-ca konuşuyor mu hâlâ saçların...
Üç renk İki hece şiirin güzelliği, pek-âlâ şiir tebriklerimle Hüseyin Bey esen kalınız.🍀☘️🍀