Kurum Sıvaşıklığında Aşk

/Duygu kerhanesinden birini seçtim kendime
Adım aşk dedi..
Kirli mabedine uzandı gel dedi..
Dedim anlat
Açtı hayat adını verdiği pencereyi
Elinde sigara, sararmış dişli bir iğrençlik gösterdi
Köşe başında
O sattı beni dedi
Adı dedim
Gurur dedi/


Üzerimden
Bir çamurlu su birikintisine basar gibi geç
Paçalarına bulaştım diye lanet et
Nakış işleyen iğnenin eline batışı gibi
Aniden elini çek, nakışın güzelliğini görme..
İçinden
Bana bakan cellât
Yeterince kesememiş umudumu
Hala dudaklarımda dudak
Ellerimde parmak izlerin var
Senden
Bilirim
Hiçbir kara cübbeli
Işık tutmaz elinde
Ve
Hiçbir zalim
Çekmez mutluluğu
Enjektörüne
Yokluğun
Her sabah ezanına karşı
Kıbleye yatırırken ruhumu
Ellerinde parlayan kelebekler
Bir gün
Bir vuruşta akıtacak kanımı
Gözlerinin çukuruna..
Ellerimiz
Birer paslı makas şimdi
Bedenlerimiz
Tatminsiz öpüşlere
Yar..
İmanıma kelepçeli
Tüm babası meçhul sözlerim
Ağzımda leblebi tozları
Yutkunamıyorum

//Yakarışlar fark ettirmez kendini
öyle ki gülerken yaşlar yüzü haşlamaya başlar//

Gel
Yatsıya varmasın gözyaşlarım
Kara borsada ümitler
Gel
Kurum sıvaşıklığında aşkın
Silmeye çalıştıkça
Daha da yayılıyor
Aşkını vurdum denize
Deniz kırıldı
Hayalini dinlettim göğe
Aldı mavisini
Sürdü boşluğa
Gök şimdi kırmızı
Yüreksiz adamsılığından
Ötürü
Penceremdeki baykuş ta ben de
Görmüyoruz önümüzü..