Kuyuya Düşmekten Korkan Taş

gökten inen her taş 

alnıma arş-ı alâdan 

bir lütuf gibi /diyemem, aptal değilim/


elim ve mahzun bakışlı 

şu ses taneleri ile yek ritim

sırtıma günah çizikleri atıyor nefsim

nesin diye soruyor şu kendine has gürültü

o gürültü ki bana kin ve haset kusuyor


oldukça narin bulutların ardında

dişlerini gösteren yıldırımlar yıldırıyor nefesimi

kesiyor önümü, ellerinde keskin çayırları bileyen bir çiy

kesmek için değil bekletmek için bir meşgaleyi


tanesi kumların, her yönelişimde kubbeye 

akıtıyor çamurunu göz pınarlarıma

değdiği zaman en ücra köşesine bir el, şu ulu mabedin

altın yaldız pul pul dökülüyor tenimin sıvalarından


keşke sende burada olsan Sokratis

görsen şu günah cahili günahkarın ellerini


el açtığımda dünyanın çekirdeğine

özü kovalıyor benden önce bir tahta kurusu

o ki benden daha deneyimli 

kağıt kemirmekte


"bana bakan 

benden

bahsettiğimi 

yalnız burada görür" /diyemem akış bozulur/


yine başladı bakın göğün hiddeti

elden bir şey gelmez razı olmaktan başka

karar verilmiştir /diyecek kadar saf değilim/


koca bir yaşamın üzerine yalan konuşulmaz

öyle değil hüznün sesi

işte böyle

bakın

...


duydunuz mu 

kapı gıcırtısındaki yaş almış hüznü


duydunuz mu 

şu bin yıllık annenin elinin üzerini yırtan

yelkovanın durmayan sesini


duydunuz mu 

ölümü isteyen bilgenin sözünü


öyle şaka, caka için değil ha

acı toprak misali gerçek


duydunuz mu 

istanbul kemençesinden sızan 

gözyaşının sesini


ben duydum

gururla söylüyorum şimdi


zaman, ne vakit eline kirişi alırsa

o anda yok olursun Âdem

sen biter

yalnız kem ve küm kalır 

senden geriye


kuyunun dibinden 

bir ses yayılır semaya


"Baki kalan bu kubbede, 

bir hoş sadâ imiş." /diyecek kadar şair değilim/

-,,,-







18 Haziran 2020 181 şiiri var.
Yorumlar (2)