Lir


Ürküyorum, lir nağmeleri bağrını öperken


Gökçesi silindi semanın, kevserin ötesinde

Çabuk ayaklarla kol uzatmadım sözüne

Senden saldığım bu şehre darılıyorum 

Ayas'ın alnında, varamadığımız gediz geçitleri

orada bekliyor beni, 

zamanın dökülmeyen gözyaşı.


Zerrin bir hayalin ardında,

sükutun en ağır lisanıyla çağırırım seni.


Hâb içinde zuhur eden bir nigeh gibi,

letâfetle örülmüş visâlin eşiğinde titrer gönlüm.


Zaman, 

bir su damlasının içinde kendini arar.

Tasvirler algılayın, yüz çeviriyorum şehre

Ortaya çıkarmak için en yüce topluluğun izdihamını

Belleğin topuğundan sızan bir ışıkla

Bir sümbül açar dalga köpüğünde

Bir kez daha maviyle resmederim engini.


Ürperiyorum lir nağmelerin bağrını öperken


Bir aynadan geçerken unuttum yüzümü

Zamanın kör kuyusunda savrulan bir hülya gibi.


Göl kenarında suskun bir renk dolaşır,

Zemherinin ıssız soluğunda incinir saatler,

Bir ıtır sarar cümle hatırayı.

Gözbebeklerime sinmiş bir seferin izi,

Gönlümde susar harflerin çırpınışı.

Serin bir tenhada büyür adını unutan sesler.


25 Ağustos 2025 420 şiiri var.
Beğenenler (8)
Yorumlar