Mabetlerin Kalbi

Bizim öykümüz karanlıklarda geçiyor
Gökyüzünün kasvetli kızıllığı ve
Tüm ışıkları söndürülmüş gecelerindir hüküm
Şimdi, mehtabı arayan gönlüm, uçurumlara
Şelalelere meylediyor
Hep boşluğu seyrediyor gözlerim
Ayan beyan ortadayken
Unutulmuşluğumuz, avutulmuşluğumuz
Ansızın kesildi ardımız sıra yükselen nidalar

Ey mabetlerin kalbi
Ey zarif şehir
Şimdi eskisinden daha karanlık odalar


Ruh iklimlerimizin değiştiği günlerdeyiz
Artık her çocuk gözlerini
Mevsimsiz bir sabaha açıyorken
Acıyor
İçimiz acıyor
İki dudağımız arasına sıkışıp kalan sözlerimiz...
Boşluğa asılı gözlerimizden
Bir atom bombası gibi düşerken
Mermer eşiklere
Biz hala uçurumun karanlık kıyısındayız
Oysa bir zamanlar
Aynalardan ruhumuzun derinliklerine bakmıştık
Köprüleri atmış
Bütün gemileri öylece yakmıştık kıyılarında
Şimdi sen kara bağrımda ağrım

Ey mabetlerin kalbi
Ey zarif şehir
Şimdi sen eğrim doğrumsun


Ey bütün başlangıçların son bulduğu şehir
Sakın ha dokunmasın duvarların ellerime
Ahım,eyvahım sana da bulaşır
El vurma tarihsiz günahıma
Bilirim ki hep günahsızlar dolaşırdı sokaklarında
Benimse şakaklarımda
Her günahın sonrası
Bir tel
Bir tel daha ağarıyor
Tan ağarıyor öpülesi gökyüzünde
Ve ben ağır ağır zamanın kollarında eleniyorum

Ey mabetlerin kalbi
Ey zarif şehir
Şimdi yüzüme kapanan kapılardan maverayı dileniyorum.
...
Bileniyorum

15 Haziran 2010 124 şiiri var.
Yorumlar