Melal


İki nehir, 

sarsılmaz sanılmıştı bir vakit,

birbirine kenetlendiğinde

zaman duracak sandık.

Şimdi,

o yol suskunluk taşıyor,

hiçbir nabzı tutmuyor

Bakışlarında

melal kokan kentin hüznü,

solmuş mühürler gibi bir inanç,

unutulmuş söz kadar eski.



Sessizlik aktı içimizden

kullanılmamış nice gün gibi

biz,

başkalarının saatlerine mahkûm kalmış

tozlu bir özlemde kaldık.

Susmak konuşuyordu.

Bir yaz sonuydu

akşamsefaları bile vazgeçmişti kokmaktan.



Yüzünden

yağmur sesi geçen gölgeler,

ölü bir hatıranın ardından sürüklenen ışık..

Küçücük çehre,

bunca yanık iz taşırken,

Dinginliğinde bir tedirginlik

bilirsin, en sessiz fırtına en çok yakar.

Kırılmış hayallerden

bir harita yapılsa

sadece eski gölgeleri gösterirdi.



Göz göze geldiğimizde

İlk uyanışımız,

hiç yaşanmamış gibiydi.

Silinmişti yol

gittiğimiz o eski sokak artık yok.

sen,

sönük fenerin loşluğunda,

iyi gizlenmiş acının zarif aynasında

susuyordun.



Yeknesak bir zamanın tozunda,

içimde saklı bir füsun

Her ihtişam artık bir gölge,

orada,

zamanın yosun tutmuş dehlizinde,

hala bir avuç

solgun gül.


10 Temmuz 2025 405 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar