Meyhane Sandalyesi
Yatağımdan kalkmam lazım.
Yine gece çökmüş yeryüzüne.
Masadaki çayım soğumuş.
Yağmur başlamış, damlalar camıma vuruyor.
Gri sisler çevrelemiş her yeri.
İnmiş çaresizlik içinde kıvranırken gözlerimin feri.
Yattığım yer mezarlığa dönüşmüş.
Kafamın içinde dışardakinden beter fırtınalar.
Kalbimde sana hasretimden yanan bir yangın var.
Toz taneleri sandalyemin her yerini kaplamış.
Kalemimin mürekkepleri kapağından akmış.
Dört bir yanımı kapkara bulutlar sarmış.
Şu divane ben yine sevdalara dalmış.
Dinmiş yağmur gökkuşağı çıkmış gökyüzünde.
Çiçekler su damlaları döküyor çimenlere.
Kuşlar cıvıldıyor meşeden kütüklerin üstünde.
Hayat sorgusu başlıyor bir meyhane sandalyesinde.
Her bardakta kafa gidip geliyor delirmişçesine.
Her şey geçip gitti sanıyorsun ekleniyor yenileri yerine.
Unuttum tüm bildiğimi içimde zelzele kaynıyor.
Beynimdeki uyuşukluk bedenimi de kaplıyor.
Bulutlar benim bu acizliğime ağlıyor.
Tanrım sanırım benimle alay ediyor.
Bu dem satırlara,abu hava etkisi demiş geçmişler,
Tamamı bir arayış
İyi bir şiir okudum
Kutlarım.
Görkem bey yetenekli bir edebiyat yolcusu okuduğumuz kadarı ile, nice şiirlere tebrikler
Karamsarlıkla başlayan ve umulmadık bir çıkışla güzellikleri betimleyen şiir finalde sorgulama ile bitmiş. Bu devirde en çok ihtiyacımız olan iki şey. Karamsarlık evresini tefekküre bağlamayı başarmak ve sorgulayış. Tebrikler Görkem bey.