Nafile Sonsuzluk
kuzeyden ağrım
benim en candan acım
dağların yan bakışlı güzelliğinin
şaşkınlığıma şehvetli şefkati
begonyamın hayata küsüşü
bu kırık hüzün
ve suskunluğu tatlı bir Nisan akşamının
yaramaz serinliğiyle kandırırken
bütün bir ömrümü
nafiledir filozofların
çaresizliğimize hücumu
nafile...
şen ol sen şimdilik
Kerem yanım yanan yanım
vuslata ermeden ömrüm
hükmüyle sonsuzluğun
kılıcıyla azrailin...
sazı sözü yok ozanların
kalem kırık kağıt yırtık
ve portakal çiçekleri sanki
hiçbir bahar göz kırpmamıştır
noktasız bu suskunluğa
gözlerimi boyluboyunca kapadığım
anın yetersizliğinedek
sensizliğin ne olduğunu anlatmaya
hiçbir yazıt hiçbir söylem
bu sonsuzluğu anlatmaya erişememiştir
uykularımın korkaklığına güya
güya rüyalarımda bile unutmamak için
sarışınlığıma seslenişini
oysa sen tedirgin bir felsefeyle
kaçırırdın gözlerini hep aydınık güneşli
bolca yakamozlu iç denizlerimden
yıldızlardan kaçtım
karanlıkla yoldaş oldum
ve bozdum kentin bütün ezberlerini
asla tekrarlamam gözlerini aynı düşünmeyi
nafile bir sonsuzluktur ölüm
seni unutamamanın yanında
nafile...
Kutlarim güzel bir Siir okudum
Kemgözlere Asit 👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
Ve siz... Şiirin kadim harfi gibi uzanıvermişsiniz yüzüne kelimelerin...
iç sesi acının bağrında demlenen bu sesi okumak güzeldi. Saygılarımla...