Nöbetçi Ölüm
vurulan gözyaşım
ıslak
ve beyaz bir düzlemde
kuşluk vakti terk ettiğim kasabalar
kadar
kimsesizim
kahin olmama gerek yok kalbimdeki yara izini bilmem için
uzun uzun tren yolları var bu hikayede
uzayan
ve mutlak bir kasabayla öpüşen
asfalt rengi yolculuklarım
bulvarlara küs
kalbimden izinsiz kaçışlarım
nöbetçi bir ölüm arıyorum şimdi
bu parkları sokakları ıslak kasabada
vurulmak istiyorum tereddütsüz
serseri bir kurşun sekmesiyle
bir panayır yerinde kaybolmak
kimliğini bilmediğim bir ülkede hiç yoktan asılmak
ayak izi olmayan bir adaya
gövdemin izini taşımak
fosil bir aşkla
bir lahitte yanmak istiyorum
çiçekler ekin
yalnızlık sökün gölgemde ne olur
söz veriyorum
hiçbir kızın göğsünden firar etmeyeceğim
hiçbir fahişenin koynundan gitmeyeceğim
kuşluk vakti terk ettiğim kasabalar
kadar
ölümlüyüm
nasıl olsa