Otokontrolsüz Melodik Dram Şiiri



Leyla bir özge candır
kara gözlü ceylandır
demiş ya hani şarkı
yalan
vallahi de billahi de yalan
inanma sen onlara sevdiğim
sakın inanma
yemin olsun sana
ben hiç eşlik etmedim
hiç bir fasılda bu şarkıya


bilesin ki


ne Leyla umurumdadır benim
ne de can
tanımam senden başka ceylan


(Laf aramızda sevdiğim, sevmem aslında serbest şiirde böyle ulu orta kafiyeleri... 32 dişiyle gülen mirasyedi gibi sırıtır şiirde... Ama fena da durmadı bu girizgahta hani... Değil mi gülüşüne kurban?)


sonuçta
göçmen kuşlar da dönüp dolaşıp aynı yere gelir sevdiğim
bu bile dünyanın yuvarlak olduğunun kanıtıdır ki konumuz dünya değil

ve sen olmasan köküne kibrit suyu dökesim de yok değil

mesela ben


tıpkı kürkçü dükkanına dönen tilki hesabı
derelerin suyuna hidro elektrik santrali kurup
tepelerin patikasını buldozerle düzleyerek
ve bu da yetmezmiş gibi
pireleri tırnak uçlarımla katledip
tellal olmalarını engelleyip ekmeklerinden ederek
ve dahi develerin hörgüçlerine pipet takıp

lavanta ve ayçiçeği tarlalarını teğet geçip
her ne kadar mecnun değilsek de

bilcümle üst geçitleri ve bilumum tünelleri aşarak
sana varıyorum ne yana dönsem


ve seni temin ederim sevgili
bizim liseden mantıkçı Ramazan öğretmen görseydi bu hallerimi
kürkçü dükkanına dönen tilki ise
ve dükkan sahibesi ceylan ise
vay haline kırmızı başlıklı kızın
hipotezine ulaşırdı kesin


buradan şu sonuca ulaşırız sevgili (not et lütfen)
kurt artık kocamış
tilkiye maskara olmuştur bir kere
ibret-i alem için recm haktır şerefsize (not etmeye devam lütfen burası çok mühim)
kulağa küpe yapmak lazımdır bu düsturu


Resulullah taktı mı bilmem küpe müpe ama
rivayet odur ki
Yavuz Sultan Selim’in takmışlığı vardır


hem ne olmuş ki yani
biz de bir düsturu kulağa küpe yapsak
kıyamet mi kopar
sümme haşa


(Laf aramızda sevdiğim, küpe dedim de aklıma geldi... Adımızın baş harfleri yazan bir dövme inseydi de kurban olduğum boynundan aşşağı doğru gerdanına yol alan... Hani şöööyle öpseydim ya doya doya... Ne kıyak olurdu ama di mi? Sonrası Allah kerim demeye gerek yok hiç... İkimizin de malumu...)


bak gördün mü
aşkınla ne garip hallere düştüm


demiş iken aklıma geldi


aşkınla ne garip hallere düştüm
her şeyim tamamdı bir sendin noksan
yağmur yaş demeden yollara düştüm
içim ürperiyor
ya evde yoksan


diyor ya hani şarkı Firuze'ye


(Bilmiyorsan bunu da not et sevdiğim... Aslında Orhan Baba, akîl adam seçilip yandaş baba olmadan ve reklamda koltuk altı koklamadan asırlar evvel söylemişti bu arabeski ama ya neyse... Sonuçta siyasi şiir konusudur bu ve bu siyasi bir şiir değildir. Kaldı ki en çok Neredesin Firuze filminde severim bu şarkıyı... Hele ki şu şey var hani "rım rım dara rımmm" diye giriş ardın da Haluk Bilginer şiir döktürür ya hani mest olurum işte o an ve her seferinde)


işte bütün mesele buradadır sevdiğim
bütün mesele
ya evde yoksan diye
içimin ürpermesidir her seferinde


çünkü
dönüp dolaşıp
kendime dönüş yapıyorum her evde olmadığında sen


çok büyük bir sıkıntıdır bu sevdiğim
çok büyük bir sıkıntıdır bu ve
neticede en büyük kavgam hep kendimledir benim
ve hep yenildiğim iki şeyden biridir kendim
ve seni bulamamak evde


çünkü seni sevmek
Allah'ı inkar ederken
seni bana verene
içten içe
ve bir o kadar da gizli saklı şükretmektir sevgili


sana aşkım demek sevgili
gizli saklı bir ibadettir
şu ulu
şu eşsiz gök kubbe altında


sen yine de söyleme bunu kimseye e mi sevdiğim
karizmamız çizilmeye sonra
hayır
mevzu başka yerlere gider
ve evinde altı patlardan
katanaya kadar stok yapan embesillere kadar uzar şiir
ve buna gücüm yetmez hatun
buna gücüm yetmez
hem sonra işin yoksa
"hişt sen hayırdır" ve
"kırılsın kadına kalkan eller ulan"
şiiri düz
pehh
kafam iyi ve hiç çekemem
avrat kıymeti bilmeyenleri şu anda


...


(İşbu yukarıda bahsi geçen hadiseler rakı masası başında yaşanmıştır... Ve bu yüzden kayıt dışıdır aşağıda yazılacaklar ve beşinci kadehten sonrası otokontrol dışıdır yazılacakların hepsi...)


çünkü
ne kadar rakı içersem içeyim
ya hep ayık
ya tam zil zurna sarhoş olurum da
çakırkeyif olamam hiç sevdiğim
bir tek sayende çakırkeyiftir hep bedenim
hem de gündüz ve gece

...

aslında var ya sevdiğim
her şey
siyah önlüğümün beyaz yakalığını çıkartmamla başladı
biliyor musun


sen bilmesen de ben biliyorum
çok da iyi biliyorum bunu hem de
siyah önlüğümün beyaz yakasını çıkarttım çıkartalı
hiç beyaz yakalı olamadım çünkü ben sevdiğim
hep bakir bir heykel gibi kala kaldım ortada
sırf bu yüzdendir
iki yakamın bir araya gelmemişliği


belki de bu yüzden lise sonram kayıptır
okusaydım şöyle adam akıllı dramaturji
işte o zaman korkardı benden kader hanım
onun bana biçtiği keder halt ederdi işte o zaman
benim ona biçeceğim patiska kefenin yanında


(Bu kadeh senin şerefine ey kör olmayasıca kahpe felek...)


...


demiştim ben sana bir zaman bir yerlerde
romantik bir herif değilim ben a sevdiğim diye
eminim hatırlarsın

(Ki romantizm; damar damar üstüne biner ya hani işte... Öyle sancı yapar bende. Gözle görünmez ama vardır. Vardır ama nedir, nerededir bilinmez ya hani... Hatta anlatamazsın ya üfürükçü beye... Ki zaten üfürükçü beyin derdi de değildir senin damarının damar üstüne binmişliği... Tek derdi bademlemektir ya hani beyinsiz herif beyin... İşte öyle bir şey...)

gel gör ki sevgilim
ben de romantiksiz hiç çekilmem haa
sırf bu yüzden
romantik bir otomata dönerim bazı bazı
yoksa baş edemem bu aşk meşk sevişme mevzularıyla
ve bilirsin
parmaklarım pek bir ihtisas sahibidir bu hususta


...


neyse sevdiğim
bir yerde bitmeli bu şiir
ve kafam iyi oldukça bitmeyecek gibi hiç
ve ne me ne bir işse bu

yazdıkça yazıyorum habire
yeter artık yoruldum gayrı


sonuç itibariyle boş laf benimkilerin hepsi
ne zaman paşa paşa şiir yazarım sana bilmiyorum hiç
hep böyle kıtıpiyoz laf salatası dökülür ancak maşrabamdan 

ben şair olamadığım için heybem de yoktur benim

şöyle şarıl şarıl dizeler dökülen

bu yüzden heybeden değil de 

haybeden laf dökülür 

enlem boylamını bilmediğim yerlerimden


ama sözümdür
sonraki şiir sana gelsin benden
hem de en cafcaflısından
ya da öncekileri buna say


senin şiirlerinin eline su dökemez tabi bizim şiirlerimiz
en azından benden sana miras kalır belki
belli mi olur



gerçi sana da az kızmıyor değilim hani
defaatle dedim sana kadın
yazma öyle otantik motantik şiirler diye
millet sever gizemi
sever bu millet gizemli avradı


bak gördün mü
göbekli sırtlanın biri yine inmiş göl kenarına
su içen ceylanı avlama peşinde haspa


heyy adamım
hişştt sana diyorum


geç kaldın sen
geç kaldın

çok geç hem de
ben o ceylanı kalbinden vuralı hayli vakit oldu
hadi seni şu yandaki bataklığa alalım
anca paklanırsın



16 Kasım 2021 256 şiiri var.
Yorumlar (4)
  • 2 yıl önce

    Okuması ayrı, hayali ayrı güzel bir yazı... Kutlarım adaş... Nİceleri de böyle güzel olsun İnşallah...

  • 2 yıl önce

    Bir an Sadri Alışık salaş bir meyhanede sevgilisi ile sohbet ediyor da... Ahmet arif, Hayaloğlu, yan masalardan eşlik ediyor gibiydi... Çok çok güzeldi. Tebrikler Uğur