Oysa İnadına Maviydi Gözlerimiz

En güzel bahar günlerinin güneşi kadar aydınlıktı doğduğumuzda yüzümüz,
Belki de hiç keşfedilmemiş derinlikteki denizlerin mavisi kadar da
Şu puslu günlere inat maviydi gözlerimiz.

Çocuktuk ve çocuksu hayallerimiz vardı.

İnadına yaşadığımız günlerimiz,
İnadına dostluklarımız vardı
Bir saklambaç oyunbozanlığın da küstüğümüz.
Masumduk ve masum yalanlarımız vardı
Komşunun kedisinin kırdığı vazolara dair...

Anne kokusunaydı özlemlerimiz
Ve pembe ambalajlı bir tek şekerle mutluluklar yaşardık.

Hiç kirlenmemiş sevdalar büyümekteydi hayatımızda,
Biz anlamını bilmediğimiz günlere büyütürdük yüreğimizi;
Geç anladık.

Oysa yağmur ne kadar güzel ve ne kadar anlamlıydı
Gençliğe daha adım atmadığımız çocuk günlerde.
Üzerine tekerlemeler söylenen yağmura dair tek siyahlık
Belki de camdan bakan arap kızıydı zihnimizde.

Ne oldu da bu kadar çabuk büyüdük,
Gök gürültüleri ne zamandan beri ölümü hatırlatır oldu
Şu dışı büyük içi çocuk bedenlerimize?
Biz ne zamandan beri yatağımızın altında ki değil de
Etrafımızdaki bilinmez korkularımızdan kaçar olduk?

Işıklar hala açık.
Uykuya dalmadan önceki saatlerde,
Yalnız ruhlarımız seyretmediğimiz televizyonun sesine hapsoldu.

Ruhumuzu hangi saklambaç köşesinin kenarında unuttuk acaba?
Hala saklanmalarımız kime?
Kim yapacak en son sobeyi?

Ey ruh geldiysen masaya üç defa vur anlatımlı
Korku hikâyelerini dinleyip zihnimizde yarattığımız
İsmi cismi olmayan korkulara hapsolurken,
Bilir miydik acaba daha hayattayken kendi ruhumuzu arayacağımızı?

İhtilal kokulu,
Postal izli günlerin acı hayatı vardı doğduğumuz yıllarda,
Belki de sıkışık kaldığımız zaman diliminin
Laneti sarmıştı çocukluktan gençliğe geçiş yapmaya çalıştığımız günleri.
Hep birilerinin yaptığı fedakârlıkları dinleyerek büyümüştük,
Ama yasaktı bize fedakârlık yapmak.
Biz yasak döneminin çocukları,
Geleceğinin ne anlama geldiğini bilmeyen bir dönemin gençleri olduk.

Ama her şeye rağmen,
En güzel bahar günlerinin güneşi kadar aydınlıktı doğduğumuzda yüzümüz
Ve puslu gökyüzü tüm şehri sardığında
Radyoda çalan marşların kasvetine inat,
Hiç keşfedilmemiş derinlikteki denizlerin mavisi kadar maviydi gözlerimiz.

Eylül'2008 Aydın

14 Mart 2009 176 şiiri var.
Yorumlar (9)
  • 15 yıl önce

    Sıkıştırılmış hayatlar yaşamaya mahküm bırakıldığımız yıllar.İnsanın yaşadığını-canlı kaldığını gösteren en belirgin işareti duygularıdır.Güzel duygularınıza teşekkürler.

  • 15 yıl önce

    İhtilal kokulu, Postal izli günlerin acı hayatı vardı doğduğumuz yıllarda, Belki de sıkışık kaldığımız zaman diliminin Laneti sarmıştı çocukluktan gençliğe geçiş yapmaya çalıştığımız günleri. Hep birilerinin yaptığı fedakârlıkları dinleyerek büyümüştük, Ama yasaktı bize fedakârlık yapmak. Biz yasak döneminin çocukları, Geleceğinin ne anlama geldiğini bilmeyen bir dönemin gençleri olduk

    İNAN DEFALARCA OKUNULACAK GÜZELLİKTE DİZELER KUTLARIM

  • 15 yıl önce

    Ama her şeye rağmen, En güzel bahar günlerinin güneşi kadar aydınlıktı doğduğumuzda yüzümüz Ve puslu gökyüzü tüm şehri sardığında Radyoda çalan marşların kasvetine inat, Hiç keşfedilmemiş derinlikteki denizlerin mavisi kadar maviydi gözlerimiz.

    çok güzel bir çalışma....

    tebriklerimle....

  • 15 yıl önce

    Seni burada görmek gerçekten güzel..

    Okunası ve takip edilesi bir şaire ve güzel şiirler.

    Bazen yazılanları okuduğumuz zaman işte sözün bittiği yer deriz ya!

    İşte öyle birşeydi şiirde..

    Kutlarım .

  • 15 yıl önce

    Ama her şeye rağmen, En güzel bahar günlerinin güneşi kadar aydınlıktı doğduğumuzda yüzümüz Ve puslu gökyüzü tüm şehri sardığında Radyoda çalan marşların kasvetine inat, Hiç keşfedilmemiş derinlikteki denizlerin mavisi kadar maviydi gözlerimiz👍👍👍

    harikaaaaaaaaaa.....zevkle okudum👍👍👍👍👍