Parçalanmış Gerçeklik

Ben o sırada alnıma arkadaşlık eden zamanı
Yanıma alıp buradan olmayan bir çiçeğin
Açılış törenine gidiyordum ki, Karanfilya'yı
Bildiri dağıtan çocukluğumun yolunu keserken gördüm



Yüreğimin içinde tur atıyordu
Yolculuklarından dönen bir soru işareti;


Nerdeler, şimdi onlar?


Dedim; gözyaşlarım artık burada oturmuyor
İki milyon sözcük öteye taşındılar
Herkesi eşit güldüren bir umudun yanına




Önce bir kafeye oturduk, oligarşiden bahsettik
Siyasi görüşleri farklı iki çay içtik
Garson bizi izliyordu iki yüzyıl öteden
O, şehir hayatını eleştirirken
Ben de kesinliğe kavuşturuyordum
Tomurcuklanan kelimelerimi sordu bana
Yok dedim artık uygulamıyorum
Asgari ücret karşılığında günde sekiz hayat
Suçluluk duygusu taşıyan bir hamal
Öğle paydosunda sefilleri okuyordu
Rüya taşıyan bir tank'erin frenleri koptu
Gökyüzü caddesinde oluşan zincirleme
Düş kazaları sonucu dans etmeyi unutmuş
Toplumlar
Güzel sanatların yeni bir dalı olarak
Aynı ağızdan bağırdılar:


Uzağa gitmek sevaptır




Dünya üç buçuk dakika boyunca
Başını omzuma dayayıp üzülmüş numarası yaptı
Dünya aşktan ve vicdanımdan vazgeçmem için
Araya adam bile koymuştu ama onlar da biliyordu
Kadın dediğin; Rozalia Luksenburg gibi
Eşit açan çiçekler uğruna
Öldürülmeyi en güzel bilen o Spartacüs kadın





Hakkında yakalama emri çıkartılan bir ses
Kurt-ulusa kadar herkese meydan okudu
Ey! Sosyal şovenistler

Bilin ki, bir kalp dünyaya bedeldir




Ben o sırada elimde yanlış anlaşılmış
Bir çığlığı düzeltiyordum
Bütün çok uluslu yengeçler özür diledi haklılığımdan




Demir kravatlılardan, şahinlerden, kök kazıyıcılardan
Bahsettik. Midemiz bulandı, salonun ortasına kustuk
Garson ihbar etti, patron sinirlendi: Ne bu rezalet!
Oradan kovulurken
Gömleğimi sıyırıp tişörtümdeki yazıyı gösterdim


'Hareket etmeyenler zincirlerini fark edemezler'*




Seçim tabletleriyle uyutulmuş toplum bizi kınadı
Demokrasiyi ağzımıza bile almadık
Demokrasi çoğunluğun oyuncağıdır
Sahtekârlığın göz kamaştırdığı
Parçalanmış gerçeklik; siyasi komedya




Birden yakamı tutup parmağının ucuyla
'Neden' diye bağırdı;

Neden aşk yok?




Güldüm, O'na yakın zamanda intihar etmeyi
Düşünmediğimi söyledim.




Sonra çıkıp yürüdük bu kütüphanesi olmayan
Kentin sokaklarında, kentin sahipleri oldukça bozuldu
Hava bozuldu, kimse çağırmadığı halde
Çamur ve fırtına geldi. O'na kaderimi örttüm
Is sızlanmasın diye içindeki periler çalılığı
Derinlerde gizlenen aşk buydu; gerçekliğine
Kimsenin tanık olmak istemediği bu;


Karanfilya



Katillerin uğramadığı
Mektup süsü verilmiş bir köyün ismi




Ağzı yüzü kan içinde kalmış "düşünce"
Kolumuza girip bizimle beraber yürüdü
Sonsuzluğa




*Rosa Luxemburg

29 Aralık 2013 55 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (5)
  • 12 yıl önce

    / çok güzel... iyi ki Akdeniz var 👍

  • 12 yıl önce

    ben oradaydım! sözcükler sıraya girerken şairin önünde...eyvallah

  • 12 yıl önce

    Sevgili Şair;

    elbette çok haklısınız her zaman inandığım ve savunduğum tek şey vardır ki,

    halkın gücü her şeyin üstündedir geçmiş tarihimize bakıldığında bu ulusun neler yapabildiğini bazılarımız yaşadı bazılarımız gördü bazılarımız da okudu

    güzel günlerin geleceğine inancım ise asla yok olmadı çünki biz halk'ız ve içimizde o direniş var sonsuza kadar da var olacak olmalı

  • 12 yıl önce

    Sevgili Sermin, bizler soru soran, sorgulayan ve cevapları bulup kapitalizmin karnına ok gibi batırmadığımız sürece ve düşlerimizdeki barış ülkesini beslemediğimiz sürece hep birileri, bizi yönetmeye layık olmayan birileri dinden, kafatasçı milliyetçilikten ve ranttan beslenmeye devam edecek. Birileri bomba yağdıracak, birileri, o ne iyi olmuş diyecek kadar cehaletin esiri olacak, birileri çalacak çırpacak...Ama birileri de var ki bütün bu çirkinlikler karşısında asla susmayacak. Tıpkı GEZİ direnişinde olduğu gibi bundan sonra da bilinçlenerek direniş gücünü kullanan asıl halk bu güzel ülkenin onurunu kurtaracak.

    Umutsuzluk bizim yolumuz olmamalı...

  • 12 yıl önce

    herkesi eşit güldüren bir umudun yanına oturabilecek miyiz günün birinde

    fikrimizin hür olamadığı bir toplumda ne kadarını mümkün kılacağız ki

    sözlü eylemlerimiz yeterli gelmediğinde icraatlarımız boy gösterirse toplumsal açıdan belki şair ve ve;

    düşüncelerimizin özgür kılındığı çok uluslu yengeçlerle dolu okyanusta tertemiz bir dünyaya merhaba demek en büyük umudumuz ,,,

    tebrik ve teşekkürlerimle özgürlüğe 👑