Pera

ilk ışıkların altın saçan sıcak dostluğu

umut doğuruyor uykusuzluğuma


duştan uyanan o nazende dansa tutuşurken kadife tenin üsküt duvarlarında

şafak pembesi yakamozlar yavruluyor

düşlerimin tren yolculuklarına Pera...

sen ,tepeden Haliç'e bakan aheste

ak uçlarında serinliğince safir gerdanlığı İstanbul'un

ah !Tanyeline kendini kaptıran

hani! Paris dönüşü

sana ellerimle giydirdiğim gül kurusu sabahlığının esintisi

sigaramın dumanında yurdun ocaklarında tüttüren

ah! Sen

nazlı bahçemin sızlayan çiçeği

serçelerinden Beykoz’un göğsüme dağılan mürekkebi

sevdiğim !Sıcağımda kadınım

suskunluğumda cesaretim benim

yüksek ökçelerinde kurşun seslerinin

gecelerimin çatılan kavislerinde düşünceli menzili

hepsi Pera hepsi!

ayrı şeyler fısıldarlar kulağıma

‘''geldikleri gibi gidecekler ,geldikleri gibi gidecekler!''…

karakavak yapraklarına düşecek o an dudaklarının isi

meydana akacak yüreğimin tavında dövülen çığlıkları güneşin

tenini yalayacak Boğaz'ın gündoğumu hüzmeleri

ben Pera! Mustafa Kemal Paşa

alacağım seni ;

alacağım bedenine saplanan köz parçacıklarının zerrelerinden

bakışlarımda yıkanan denizlerden taşıracağım

şafak uğultularının sinemde salınan suretine okuyacağım

başını kaldırdığında şehre

Şark Ekspress'ine el sallayacağız

sarhoş kumandanlarına emperyalizmin

perde indirmeden henüz

balçığına gömeceğim hepsini

harmandalına açılacak kolları ulu çınarlarımın

efelerim zeybek sekecek

kemençe telleri titreyecek uşaklarımın puşusunda

yükselecek Türkün Zaferi

damlayacak alınlarımızdan hilâl

ah İstiklal İstiklal!

ve bir sabaha daha

senin koynunda uykusuz gireceğim Pera!

yosun çektiğim saçlarından göğe salıncak kuracağım

çözeceğim buğday başaklarını örgülerinden

Kevser'in Kuşları konacak fışkıran göğsünün cıvıltılarına

cemrelerden kalkacak ak semazenler Anadolu’ya

ebabiller inecek

gül terleyen soluğuna

Müzeyyen'den kalma bir akşam çığıracak o vakit

‘'Vardar ovası vardar ovası kazanamadım sıla parası''


bu defa bilesin Pera!Bu defa

senide uyutmayacağım

ışıyacak Boğaza mavi gözleri şafağın ...

09 Eylül 2017 45 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (4)
  • 6 yıl önce

    Evvela göz ucuyla baktım şiire. Başlığın bir dehliz olacağını akıl edememişim.

    Okurken şerhler düştüm his atlasıma sessizce..

    Öncelikle otel odalarının donatılı mezarlardan farksız olduğunu, antik mezarların restore edilerek günümüze ulaşan izdüşümleri olduğunu düşündüm sonra.

    O itibarla hüznün tasallutunda geçmek bilmeyen saatlerin ev sahipliği yaptığı yerdir Otel odaları.

    Sonra Cumhuriyet tarihinin kuruluş sancılarının olduğu yılları yudumladım kahvemle beraber şiiri okurken.. sigara yakmamaya direnerek.

    Seddülbahir'e gittik kafilelerle Pera Palas'tan tercüman eşliğinde çıkarak.

    Günümüzde ki karmaşık ve bir o kadar da zebun talihin dayatması olan atiye yapılmış küfürlerle yaka paça oldum ara ara. Dünyanın en muhteşem kaybedenleri olan şairlerin otel odasında ki sefil akıbetleri burktu yüreğimi.

    Ve Pera'nın arkasında ki izbelerde kararan hayatların hoyrat çığlığını duydum.

    Mesela Atatürk Pera'da ki odasına çekilince kaç sigara içimiştir efkarın demiyle.. irdeledim..

    Yakın geçmişe Seyr-u sülı»k ettim bu şiirle.

  • 6 yıl önce

    👍 birikim ve kültürün yansıması muazzam şiiri armağan etmiş bize hele ki güzel bir müzik eşliğinde okununca doyumsuz şiir keyfi.... yürekten alkışladım kalemini filiz şairim https://www.youtube.com/watch?v=VlQl60K-cdU

  • 6 yıl önce

    Anlam dolu ve anlatımı mükemmel bir serbest vezin şiiri okudum. Günün şiirini ve şairini candan Tebrik ediyorum. En içten selam ve saygılarla.

  • 6 yıl önce

    şafak pembesi gün sızısı düşüyor Gönlümün tren yolculuklarına pera

    Keyifle okuyorum

    👍