Poşumda Yüreğinin Kokusu Kaldı
Yakınmadan
olduğundan karanlık
olmadığı kadar aydınlık kılmadan
Antep te bir sabah ezanı berraklığıyla
İzmir de bir günbatımı hüznüyle
anlatmak istiyorum
vazgeçtiğim bir günde gelişini
ve yüreğime dokunuşunu
saklayarak senden kalbimin ince sızısını
göstermeden sana
seviştiğimiz kuytuya kıvrılışımı
yarım asırlık yalnızlık sandığım boşluğun
yokluğunla nasıl dolduğunu
sana vermeden gözyaşlarımla sulanmış nergisleri
sabahın köründe buğulu taksi camından
benim boynuma yol asıldı
poşumda yüreğinin kokusu kaldı
utanmadan itiraf ediyorum
öpüşünü boynumda hissediyorum
sütlü menengiç kahvesi sıcaklığında
içimde devasa bir ürküntü
yine de içimde sıcak bir bozlak türküsü
ağlamak istiyorum
hayal kuşlarıma örülen kafesleri kıra kıra
döndüm vazgeçtiğim yerden
soluğumun kuruduğu çölde
kumdan dağlar değildi aştığın
çıplak ayak bileğine güneşi hal hal gibi takarak
avucunda bir ırmakla geldin
sen ki ceylan oldun
sen ki aslan kesildin
aşka inanmayan kavimleri secde ettirdin
yazgını yazgıma mühürledin
canıma bir can katıldı
poşumda yüreğinin kokusu kaldı
artık her vakit hasrettir, her vakit anı
artık her vakit vuslat zamanı