Rasputin Alaz

İnsan, tekrar yücelmesi için kendini yeni baştan inşa etmek zorundadır.
Ve bu yenileşmeyi ızdırap çekmeden yapamaz.
Çünkü o hem mermerdir, hem de heykeltıraş.
Hakiki biçimini yeniden kazanmak için, büyük çekiç darbelerini kendi
maddesine indirerek kıvılcımlar çıkaracaktır

Alexis Carrel



















yaşlı bir çan hançerini yırtarak sesleniyor
yangınlarımızı ayine çağırıyor
ses tellerine kar yağmış bir müezzin
ürperişleri kucaklıyor
serttik, terkedilmiş ve mıymıntı
kalpler sanki ufalanmış sanki bedenler içine dağılmış
fiyakalı bir yalnızlıkla tuhaflığa boyuyoruz yolları
ömür gülüşümüz renginde
kurumuş bir yaranın kirli yeşili gibi
keşke ile başlayan cümlelerimiz yutkunmayı seviyor
hayat kısır bir tonlamayla gölgeliyor güneşi
mistik bir fare yazacağımız şiirleri kemiriyor
yavaş çekim düşler gibi söylüyüyoruz şarkıları
yaşamın ortasında kemikten bir ağaç gibi duruyoruz
çağrılmaktan eskimiş adlar nasırını kaşıyor
doktorasını bitirmiş sıkılmak
eşref saatlerimizi bekliyoruz
ne kaldı düşüneceğimiz
gelsin ayışığı
yer ve gök her lehçede acılı
keder sigarasız çekilmiyor


eğdim başımı
ey yüce Penthos
kimsesizliğimin kimsesi
bul beni
sustum
bir lokomatif hırıltısı kaburgamın içinde
korkuyorum gölgemin gölgesinden
kumu çakıldan
külü ateşten
ayıramıyorum denizi gölden
kıyım ve kıyamet kederli muamma
boğulur bellekte yazıklanış
hiçliğimde bülbül izi
tutupta öpemiyorum gül bahçelerini


çocukluğu antika mağazalarına koymuşlar
uçurtmalar da yaşlanır
ömürler geçiyor yas ile
enflasyona yenilmiş güzel günler
bir homurtunun öfkesi gibi sevgiler
anlamadan unuttuğumuzdur insanlık
imgesiz özlemleri büyütüyor zaman
ruhlara serpilmiş katrani çığlık
derinin altında kanser yapıyor suskunluk
yok olmak için mi doğuyoruz

ey yüce Penthos
içimdeki alazı körükleyen serenadımı dinle
ali baba saatin kaçtan gelen çocukluğumu
bir 'sus'un içine sakladım, uyuttum nenni de nenni
alnımın içi dağınık, dibinde çakıl taşları
tökezlediğim yerden tutupta kaldıranım yok
altımda özlem, üstümde yaşam
geride sönmüş şehir ışıkları
ilerisi sinsi bir boşluk
sağım, tütsülenmiş sancı
solum, buz dağı

dünya, rüyalara benze biraz
boğuluyoruz...

31 Ocak 2013 508 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (1)
  • eşref saatlerimizi bekliyoruz ne kaldı düşüneceğimiz gelsin ayışığı yer ve gök her lehçede acılı keder sigarasız çekilmiyor👍😙😙😙
    ne zaman şiir okumaya girsem gözlerimin yorgunlugu bu güzel sayfada dinleniyor kutlarım Hemşehrim harika bir şiir okudum kaleminden.👍👍