Rüzgarla Konuşanlar
Üç kişiydik biz,
Ben,
Gümüş kabzalı Bursa işi,
Birde üryanlığımı ortaya koyan,
Altı patlar/baba emaneti,
Kısrak ürperti anlarında,
Usumuza sevap sayar intihar düşüncesini,
Konuşurduk rüzgarla,
Deli poyrazı bekler,
Gün dönümünde keserdik ruhun bileklerini.
Üç kişiydiniz siz,
Sen,
Güneş hibesi saçların,
Birde,
Poseidon'un hasedinden girdaplara karıştığı,
Masmavi/deniz gözlerin,
Arz-ı endam ederdiniz dünya üzerinde,
Konuşurdunuz rüzgarla,
Benliğinizi okşamasını imbat esintisinin,
Nede çok severdiniz?
Üç kişiydi İstanbul,
Üsküdar,
Burnu havada Çamlıca,
Birde,
Avucuna bilmem kaç keder sıkıştıran,
Kalabalıkların yalnızlığı Beyoğlu,
Hanımefendinin eli,ayağı,kolu,
Konuşurlardı rüzgarla,
Hepsinin ağzında dünün yarımlığından bir sigara,
Kah ağlar/kah gülerlerdi.
Sonra sustu rüzgar,
Nedeni bilinmez siyahlarda kaldı,
Sustu rüzgar,
Kara ağaç bile ardından çığlıklarla,
Derin bir ağıt yaktı...
Üç kişiydik biz,
Rüzgar susana bizi bize terk edene dek,
Önce Bursa işi gözü nemli bıraktı beni,
Giderken;
?'Erkekler ağlamaz.''dedi,
Can yoldaşım gidiyor yağmur dinler mi erkekliği?
Ardından;
Beyaza bürüyüp gömdüm baba emanetini,
Ufak yağlı bir urgana tav oldu ölüm şimdi.
Üç kişiydiniz siz,
Rüzgar susana sizi size esir edene dek,
Önce güneş kendinin olanı aldı geri,
Kanırta kanırta eti tırnaktan ayırdı,
Ne vicdanını dinledi nede seni,
Ardından;
Deniz kızları çaldı gözlerini,
Büyük ihtimal bundandır şimdiki sevinç melodileri.
Üç kişiydi onlar,
Rüzgar susana onları onlardan çalana dek,
Önce Üsküdar gitti,
Günah saydı endamlı Kız Kulesini,
Ardından;
Çamlıca geriye dönüp bakmadı bile,
Son vurgunu Beyoğlu yaptı,
Karamsar bir sabahın ilk karanlıklarında,
Yedi otuz vapuruyla limandan ayrıldı.
Rüzgar bir daha hiç konuşmadı,
Bende,
Sende,
İstanbul'da,
Bilemedik bunun böyle olacağını,
Anlayamadık,
Sessizliğin milim milim bizi eriteceğini,
Artık rüzgarın bir tek,
Yine tek dize fısıldamadan,
Tanımazdan gelip bizi/toprağımızın üstünden geçeceğini.
Üç kişiydi onlar, Rüzgar susana onları onlardan çalana dek, Önce Üsküdar gitti, Günah saydı endamlı Kız Kulesini, Ardından; Çamlıca geriye dönüp bakmadı bile, Son vurgunu Beyoğlu yaptı, Karamsar bir sabahın ilk karanlıklarında, Yedi otuz vapuruyla limandan ayrıldı.
Günümün,haftamın hatta ayın şiiri.Ablacım ne diyeyim ki daha.Sayfandayım,şiirindeyim.Hayranlığımdayım kalemine.👍
Rüzgar bir daha hiç konuşmadı, Bende, Sende, İstanbul'da, Bilemedik bunun böyle olacağını, Anlayamadık, Sessizliğin milim milim bizi eriteceğini, Artık rüzgarın bir tek, Yine tek dize fısıldamadan, Tanımazdan gelip bizi/toprağımızın üstünden geçeceğini.
Bilinmezlikler aslında rüzgarın söyleyemedikleri...
Metin muhteşem dizelerdi kaleminle tanışmak bugune nasipmiş..
yüreğine sağlık..
sevgiyle😙😙😙😙😙
"Bilemedik bunun böyle olacağını, Anlayamadık, Sessizliğin milim milim bizi eriteceğini, Artık rüzgarın bir tek, Yine tek dize fısıldamadan, Tanımazdan gelip bizi/toprağımızın üstünden geçeceğini."
Yüreğindeki tını ve kalemindeki hırs hiç kaybolmasın dilerim Rabbimden.. KUTLARIM Kardeşim..👍👍👍
metin;
harika bir kurgu
kalemin çok sağlam
sen takiptesin her an unutma
kutlarım
sevgiyle kal...
Rüzgar bir daha hiç konuşmadı, Bende, Sende, İstanbul'da, Bilemedik bunun böyle olacağını, Anlayamadık, Sessizliğin milim milim bizi eriteceğini, Artık rüzgarın bir tek, Yine tek dize fısıldamadan, Tanımazdan gelip bizi/toprağımızın üstünden geçeceğini.
çok güzel elinize sağlık 👍👍👍👍👍👍