Sahipsiz Kelimelerin Otopsisi

Sahipsiz Kelimelerin Otopsisi

Eskidi saatler kanımca,

Göstermiyor sanki lütufcasına zamanı,

Gece de eskisi gibi örtmüyor karanlığı,

Dudaklarda bir iç çekiş ağlamaklı,

Rüzgarın nefesi son çığlığı fısıldadı,

Sonbaharın dalları hüzünle sallandı,

Çözüldü ayazda kalan dizlerimin bağı,

Bir kelebek ağrısıydı mevsimin getirdiği,

Dilimde bi çırpıda geçip giden yılların ninnisi,

Terkedilmiş vakitlerden bir güz ikindisi,

Önümde boylu boyuna duransa;

Sahipsiz kelimelerin otopsisi...



Gurbet mintan gibi üzerimde durur,

Hamallar bile taşımaz küllenen acımı,

Göçebe kuşların mirasını taşır dilim,

Karanlığa her tutunduğumda kayar elim,

Artık ilk günkü gibi de heybetli değilim,

Zamanı anlamsız kılan ne varsa,

Çıkmaz sokaklarımda kanıksadığım,

Uçurtmalar süzülüverirken gökyüzünde,

Heveslerim söküldü yerinden külfetle,

Düştü mülteci cemreler bir bir dile,

İçimde birikenler müebbet yemiş ne desem beyhude...



Bağ bozumlarına kurulu saatlerim,

Talanlarımı ziyanlarıma yetiştiremedim,

Ya talan edildim kuytularda,

Ya da ziyan yanlış rotalarda,

Dünüm toprağa gömülmediğinden,

Benim sandıklarım hep ayrılık kokar,

Boğazım düğümleniverir durup dururken,

Sözümü dize getiremediğimden midir nedir,

Yerli yersiz haykırışlarım da bundandır... 



Taş duvarlar ardında kaldı yalın ayak sevmeler,

Birgün her şey fotoğraflarda kalacaktı zaten,

Iskalanmadan yaşanmazmış ömür dediğin,

Yüzüme kapandı her kapı,

Elimi arasına koyamadığımdan,

Yüreğime nazire yaparcasına,

Giydiğim her ayakkabı da;

Hep arkadan vurdu..

Kapılara hep yakın oturdum,

Gidenler belki sessiz sedasız döner diye,

Nicedir giydiğim esbaplar da,

Eğreti durur yıkık şehirler gibi üzerimde...



Hatırımdan silmem gerekti çerçevesiz suretleri,

Odalarım buram buram giden kokarken,

Celladı olurmuş suskun diller insanın,

Bitmemiş her şiiri okuduğumda gücendim,

Yarıda kalmış her cümleye de nedense özendim,

Hiç kimseye kimse olamadım kimsesizliğimde,

Kimseye de karanlığımdan şikayet edemedim,

Hep açıktı halbuki ışıklarım,

Yakılmış infazlarım vardı oysa,

Kirlenmiş dudakların kuytusuna sakladığım..



Diyecek birşey kaldıysa,

Söylenmemişlerin üzerine ne varsa,

Pılımı pırtımı da toplamışken üstelik,

Ve bir arpa boyu da gidememişken daha,

Varsın kar yağsın saçlarıma,

Varsın köprülerim yıkılsın geçemeden,

Anlatmayı beceremedim belki de;

Artık hiçbir cümleye sığmaz kırgınlıklarım...

12 Mart 2025 238 şiiri var.
Beğenenler (10)
Yorumlar (6)
  • 7 gün önce

    Ben de kapıya yakın otururum hep...Demek ki bu yüzden tanıdık geliyor şiirlerin, demek ki bu yüzden beni buluyorum çoğunda. Eyvallah şair... Selamlar...

  • 8 gün önce

    Emeğine sağlık Murat Akbaş güzeldi...

    Sağlıcakla...

  • Kaleminize sağlık Murat bey. Dönüp tekrar okunulası bir şiirdi. Akıcı ve bir bütünlük içindeydi şiir. Sonu hüzünlendirdi. Tebrik ediyorum ✍🏻🌾