Savaş Ve Barış
bir savaşçı olur insan severken
atılır bir harbin ortasına
üstüne üstüne gelir
gurbet bir yandan
özlem bir yandan
göze aldıkları,ardında bıraktıkları,
meydanlara düşer, yüreğindeki tatlı kan
acıtmak gibi gurbeti
ve yaralamak hasreti derinden...
bir savaşçı oluyorum seni severken
ama sen hep barış kokuyorsun
sen bir söğüt dalısın,
gözlerin barış elçisi
sözlerinde güvercini muştuların / hürriyet sevdalısı
seninle huzur , hürriyet seninle
gökkubbene bırakırken çocuk yanım uçurtmasını
yüreğinin yaylalarında gezinir bir yanım
sen hep barış kokuyorsun
acıtmazsın bu aşkı
ve seven yürek
baş etmeyi öğreniyor hasretle,
korkutuyor gurbeti
kal demenin zorluğu yıkıyor dilinin surlarını
bir beyaz bayrak çekiliyor göklere
yürek teslim, sevda muzaffer
gitme, ne olur kal.
şefkatinde erisin buzullarım
düşlüyorumda
seninle yaşamak ne güzel
seninle buluşmak kayıp kentte
ve seninle kaybolmak bilinmez ülkelerde
seninle yaşamak ne güzel
ruhumun mehteranı buyur eyleyince
kösler vurur aşk için
şahlandıkça yüreğimde sevda
yüz bin ömür eskitirim senin cephende
gözlerinden düşünce üç cemre
seninle huzur , hürriyet seninle
gökkubbene bırakırken çocuk yanım uçurtmasını
yüreğinin yaylalarında gezinir bir yanım
sen hep barış kokuyorsun
acıtmazsın bu aşkı
Algın / 2010