Sen
Sen,
Hiçliğin içinde bir hıçkırık kadar.
Anımsamadım!
Korkum yokluğuna
Varışlarım
Hep yüksekten aşağıya.
Sen’
Hislerim içinde, koca bu yokluk
An’ın dişlerini sıktığı o yerde
Nefes göğüs kafesi basınç
Sen
Acı
Keşke
En tatlı “iyi ki”
Sen: o mücadele
Sabır
Yokluğuna bile
Koşa koşa
Rüyasın sen olmadıkların kabus
Ve ben uykusuz
Sen,
Vicdansın sen
Beynin bacak baldırlarına olan hırsı
Ne kavuşmak ne vuslat
Tahterevalli! Karşımdasın ya…
Bir kum tanesinin içerisinde koca koca evrenler olsada
Sen
Ben!im
Bir ikincisin
Biz olmak Tanrı kadar ailede mübah
Tohum belki ilah
Tarla sensin
Sevginin duyguya hakim olduğu yerde
Adalet madde iken
Sulh saygı,
Lisan senin için
Eğitim,doğa,siyaset,millet,tür şiirsel olamayacak kadar
Ufacıklar
Isınmak doyduktan sonra-sen
Biliyorum bitmeyen bir yalnızlığa
Gebe
O akıl bile edemediğim
İşte o
Ondan öte!
-çünkü çünkülerimin farkındayım
Ama’larım biliyorum!
kalbimin kırmızısını pıhtılarından arındıran
Ne kadar sömürdüğümü cinsiyetinin özgürlüğünü
Emeğe karşılık bir papatya
Ve yüzünde bir gülümseme
Bütün yaralarım
Ama tek anlamlı kozmik ışıksın sen
İçinde uyumak istediğimin
Nirvana’sı
Muhabbet
Layık
Muadiline, sonsuz
Zıttına yapışık
Değere muhtaç
Savrulurken başak başak
Sararmak isteyen
Yeşile övgü, yaradılış sebebi ve konumu itibari ile özürlü
Susamak maviye mecburi
Bence Dokunmak, hayat.
Anarken eski şimdileri
Algı terazi
Hep ikimiz ayrı kefede.
Yer çekiyor diye mi kanun? Değil ama
Hedef
Bir daha
Gözlerine bakmak